Syk Gümrük Müşavirliği


Syk Gümrük Müşavirliği

Arayıp bulamadığınız soruların cevapları

İthalatta Gözetim Uygulamasında Sular Durulmuyor

Özet

İthal edilen gözetim uygulamasına tabi eşyanın fatura değeri ile gözetim kıymeti arasındaki farkın “yurtdışı gider” olarak beyanı sonucu fazladan ödendiği ileri sürülen Gümrük ve Katma Değer Vergileri 4458 Sayılı Gümrük Kanunu’nun 211’inci maddesi uyarınca geri verilmesi Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu kararı ile açılan davalar sonucunda çoğunlukla kazanılmaktaydı. Gümrük Kanunu’nun 211’inci maddesinde yapılan değişiklik ile gümrük kıymetini kendiliğinden artırarak gözetim uygulamasına dahil olmayanların, ithalat işlemi tamamlandıktan sonra kendiliğinden artırılan gümrük kıymeti sonucu ödedikleri fazla vergileri geri almalarının önüne geçilmek istenmiştir. Ancak Ticaret Bakanlığına tebliğ edilen Danıştay 7’nci Dairesinin kararı ile 2019/1 sayılı "Kıymet Kriterli Gözetim Uygulaması" konulu Genelge`nin 3’üncü maddesini değiştiren 31/3/2021 tarihli, 2021/13 sayılı Genelge`nin yürütmesinin durdurulmasına karar verildiği bildirilmiştir. Ortaya çıkan gelişmeler bu makalemizin konusunu teşkil etmektedir.

Anahtar Kelimeler

İthalat, gözetime tabi eşya, gümrük kıymeti, yürütmenin durdurulması, ihtirazi kayıtla beyan.

 

  1. Giriş

Türkiye’de ithalatlara karşı uygulanmakta olan gö- zetim belgesi uygulaması, Ticaret Bakanlığı tarafın- dan yayımlanan tebliğler aracılığı ile belirlenmekte- dir. Uygulama genelde vergi toplanması amacıyla yapılmakta olup, Türkiye’deki yerli üreticilerin ko- runması amaçlanmaktadır.

Uygulamada, herhangi bir malın ithalatı için gözetim belgesi yükümlülüğünün getirilmesi halinde, ilgili malın ithalatçıların üç seçeneği bulunmaktadır;

  • İthal edilen malların gümrük değerinin ilgili tebliğ- de belirlenen asgari değere eşit veya bu değerden yüksek olması gerekir,
  • İlgili malın gümrük değerinin asgari değerden düşük olması halinde, yerel ithalatçıların gözetim belgesi almak için Bakanlığa başvuruda bulunması
  • İthal edilen malın gümrük değerinin, gümrük beyannamesinde yapılacak değişiklikler ile değişti- rilmesi ve bu kapsamda yurtdışı giderler kalemi al- tında ek harcama eklenerek gümrük değerinin as- gari değere eşit seviyeye veya bu değerin üstüne çekilerek işbu gözetim belge yükümlülüğünün berta- raf edilmesi Bakanlık genelde başvurucula- ra gözetim belgesi vermekten kaçınmakta ve baş- vuruları reddetmektedir.

Bakanlığın çoğu başvuruyu reddetmesi sonucunda, uygulamada birçok ithalatçı üçüncü seçenekte belir- tilen yolu izleyerek, ithal edilen malın gümrük be- yannamesindeki gümrük değerini arttırarak gözetim belgesi yükümlülüğünü bertaraf etmeye çalışır. Bu şekilde yapılacak ve gerçek olmayan değer artışla- rında her ne kadar artırılan miktarın doğrudan itha- latçılar tarafından ödenmesi gerekmese de gümrük idaresi ithalat kapsamında alınacak tüm vergi ve ücretleri, artırılmış değer üzerinden hesaplamakta ve dolayısıyla bu şekildeki atışlar ithalatçıların vergi yükünü artırmaktadır. Bu kapsamda, birçok ithalat- çı, gözetim belgesi yükümlülüğünü bertaraf edebil- mek amacıyla normalde ödemesi gerekenden daha yüksek vergi ve ücretlerle karşı karşıya kalmaktadır. Danıştay’ın içtihadı birleştirme kararı ve Mersin 2. Vergi Mahkemesinin kararı doğrultusunda, Bakanlı- ğın söz konusu gözetim belgelerine ilişkin başvuru- larını genelde reddettiği de göz önüne alındığında, ithalatçılar, gözetim belgesi yükümlülüğünü bertaraf etmek amacıyla ek ve yüksek oranda vergi ödeme- leri halinde, sonrasında ödenmiş ek vergilerin iadesi ve iptali için vergi mahkemeleri önünde dava açarak fazla ödemeleri iade alma şansına sahip olmuşlar- dır. Gelinen son noktada yükümlülerce açılan geri verme ya da kaldırma davalarının pek çoğunda Gümrük İdaresi aleyhine sonuçlar çıkmaya başla- mıştır. Bunun üzerine Ticaret Bakanlığı bu istenme- yen gelişme karşısında Gümrük Kanunu’nun 211’inci maddesinde bir değişikliğe gitmenin uygun ve gerekli olacağına karar vermiştir. Yapılan deği- şiklik ile gümrük kıymetini kendiliğinden artırarak gözetim uygulamasına dahil olmayanların, ithalat işlemi tamamlandıktan sonra kendiliğinden artırılan gümrük kıymeti sonucu ödedikleri fazla vergileri geri almalarının önüne geçilmesinin amaçlanmıştır. Bu değişiklik, 28.07.2021 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Gümrük İdareleri bu tarihi esas alarak artık geriye yönelik ödeme yapmamıştır. İthalatçıların yürürlük tarihinden itibaren gümrük vergisi ve katma değer vergisinin iadesini talep etmeleri önlenmiştir. Ancak ilerleyen aylarda gözetim uygulaması yeni hukuki gelişmelere sahne olmuştur. Şimdi aşağıdaki mad- delerde mevzuat hükümlerine göz atarak, bu yeni oluşumları inceleyelim.

 

  1. Gümrük Kanunu’nun maddesinde Yapılan Değişiklik 28.07.2021 tarihli Resmî Gazete ‘de yayımlanan 7333 sayılı “Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Ka- rarnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un
  2. maddesi ile 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun

 

  1. maddesinin birinci fıkrasında değişiklik yapıl- mıştır. Bu değişiklik, 28.07.2021 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Söz konusu 211. maddenin birinci fıkrasının yeni hali aşağıdadır.

“MADDE 211- 1. Kanunen ödenmemeleri gerektiği halde ödenmiş olduğu belirlenen gümrük vergileri geri verilir. Kanunen tahakkuk ettirilmemeleri gerek- tiği halde tahakkuk ettirilen gümrük vergileri kaldırı- lır.

Ancak, kanunen ödenmemesi veya tahakkuk etti- rilmemesi gereken gümrük vergileri ilgili kişinin kas- ten yaptığı bir tahrifat veya ticaret politikası önlem- lerine tabi eşyanın gümrük kıymetinin yükümlünün kendi beyanı ile artırılması sonucunda ödenmiş veya tahakkuk ettirilmişse, bu vergilerin geri veril- mesine veya kaldırılmasına ilişkin talepler kabul edilmez.”

Yapılan bu değişiklikle gümrük kıymetini kendiliğin- den artırarak gözetim uygulamasına dahil olmayan- ların, ithalat işlemi tamamlandıktan sonra kendili- ğinden artırılan gümrük kıymeti sonucu ödedikleri fazla vergileri geri almalarının önüne geçilmesinin amaçlanmıştı.

 

3.     2019/1 Sayılı Genelge

Gümrükler Genel Müdürlüğü 22.01.2019 tarihli ve 2019/1 sayılı Genelge ile kıymet kriterli gözetim konusunda Genelge çıkarmıştır.

Söz konusu Genelgede özetle;

2004/7304 sayılı İthalatta Gözetim Uygulanması Hakkında Karar’ın 4’üncü maddesinde yer alan “İle- riye yönelik gözetime tabi bir malın ithalatında güm- rük mevzuatının gerektirdiği belgelerin yanı sıra ‘Gözetim Belgesi’de aranır.” hükmü gereğince yü- kümlüler, İthalat Genel Müdürlüğü’nden ilgili eşya için alacakları gözetim belgesini gümrük idarelerine ibraz etmek zorundadırlar. 2004/7304 sayılı Karar ve ilgili gözetim Tebliğleri kapsamında gümrük ida- relerinde yapılan işlemlerle ilgili olarak gümrük ida- relerince aşağıda belirtilen esaslara göre işlem ya- pılması uygun bulunmuştur: Eşya kıymetinin göze- tim tebliğinde belirtilen kıymetten düşük olması du- rumunda, eşya kıymetinin gözetim tebliğinde belirtilen düzeye çıkmasını sağlayacak şekilde yurtdışı diğer gider beyan edilmesi halinde yükümlüden gözetim belgesi ibrazı istenilmez. Gümrük Yönet- meliği’nin 180 inci maddesi kapsamında yapılan kontrollerde, gözetim belgesinin beyan edilmediği ve beyan edilen kıymetin ilgili tebliğde belirtilen kıymete ulaşmadığının tespit edilmesi halinde, yü- kümlünün talebi üzerine beyan edilen kıymetin ilgili tebliğde belirtilen gözetim kıymetine yükseltilmesine yönelik beyannamede düzeltme yapılmasına izin verilir. Söz konusu ek beyan, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 61/3’üncü maddesi ile Yönetmeliğin 113’üncü maddeleri çerçevesinde yükümlüyü bağ- layan esasları kapsamakta olup; BİLGE programın- da usulüne uygun olarak “Yurt Dışı Diğer Giderler” altında yapılır. Yükümlünün ek kıymet beyanı sonu- cu oluşan kıymet, eşyanın nihai kıymeti olarak de- ğerlendirilerek, başka bir işleme gerek kalmaksızın serbest dolaşıma giriş rejimi işlemleri tamamlanır. Teslimden sonra yapılan kontroller sonucunda, eş- yanın gözetime tabi olduğunun ve bu şartın karşı- lanmadığının anlaşılması halinde, gümrük idaresin- ce yükümlüye bu husus bildirilir. Bildirimin ulaştığı tarihten itibaren, yükümlü tarafından otuz gün içinde farklılığa ilişkin vergilerin ödenmesi durumunda, ilave herhangi bir işlem tesis edilmez. Aksi takdirde, Gümrük Yönetmeliğinin 181 inci maddesi ve 2016/9 sayılı Genelgede belirtilen usuller takip edilerek alınacak sonuca göre işlemler tekemmül ettirilir.

Ancak davanın idare aleyhine sonuçlanması sebebiyle, yargı kararı mucibince geri verme işleminin yapılması durumunda, yükümlünün gözetim belgesi sunulmaksızın işlem yapmasına izin verilmesini temin eden ek beyanın ortadan kalktığı ve beyanın başlangıcındaki duruma dönüldüğü izahtan vareste bir husustur. Bu durumda, Gümrük Yönetmeliği'nin

181 inci maddesi kapsamında yapılan bildirimler sonucunda, ilgili kurum tarafından belgenin düzen- lenmesinin mümkün olmadığı hususunun gümrük idaresince yükümlüye bildirildiği tarihten itibaren 30 (otuz) gün içinde, yargı kararına istinaden geri veri- len vergi ve varsa fer’i alacakların, idare tarafından geri vermenin yapıldığı tarihten itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca hesaplanan gecikme zammı oranında faiz ile birlikte ödenmesi durumunda, her- hangi bir işlem tesis edilmez. Aksi takdirde, Gümrük Yönetmeliğinin 181 inci maddesi ve 2016/9 sayılı Genelge'de belirtilen usullere devam edilerek alına- cak sonuca göre işlemler tekemmül ettirilir.

Gümrük Yönetmeliğinin 181 inci maddesi ve 2016/9 sayılı Genelge’ye göre yapılan işlemlere ilişkin idari yaptırımlara dair itirazlardan vazgeçilmesi veya da- va aşamasında olanlarla ilgili olarak da davadan feragat edilmesi halinde; yargı kararına istinaden geri verilen vergi ve varsa fer’i alacakların, feragat veya itirazdan vazgeçme tarihinden itibaren 30 (otuz) gün içinde, idare tarafından geri vermenin yapıldığı tarihten itibaren 6183 sayılı Kanun hüküm- leri uyarınca hesaplanan gecikme zammı oranında faiz ile birlikte ödenmesi koşuluyla idari yaptırımlar iptal edilir.

Serbest dolaşıma giriş rejimi, kısmi muafiyet sure- tiyle geçici ithalat rejimi, dahilde işleme rejimi kap- samı geri ödeme sistemi ile şartlı muafiyet sistemi kapsamı işletme malzemesi ithali hariç olmak üze- re, sair gümrük rejimlerinin kullanımına yönelik tes- cil edilen gümrük beyannamelerinde beyan edilen eşya kıymetinin ilgili gözetim tebliğinde belirtilen kıymete ulaşmaması durumunda, gözetim belgesi ve ilave yurtdışı gider şartı aranmaksızın işlemler tamamlanır.” hususlarına yer verilmiştir.

 

4.     2021/13 Sayılı Genelge

31.03.2021 tarihli bu Genelge ile 2019/1 sayılı Ge-

nelgenin 3’üncü maddesi değiştirilmiştir.

  1. Beyanın tescili aşamasında gözetim tebliğinde yer alan kıymete ulaşılmasını sağlayacak şekilde veyahut eşyanın tesliminden önce ya da sonra ger- çekleştirilen kontroller sonucunda yurtdışı gider beyan edilerek buna tekabül eden ithalat vergileri- nin ödenmesi sonrasında, Gümrük Kanunu uyarın- ca geri verme başvurusunda bulunulması, bu baş- vurunun idarece reddi işlemine karşı dava açılma- sını müteakiben davadan yükümlüsünce feragat edilmesi halinde, herhangi bir işlem tesis edilmez.

 

Ancak davanın idare aleyhine sonuçlanması sebebiyle, yargı kararı mucibince geri verme işleminin yapılması durumunda, yükümlünün gözetim belgesi sunulmaksızın işlem yapmasına izin verilmesini temin eden ek beyanın ortadan kalktığı ve beyanın başlangıcındaki duruma dönüldüğü izahtan vareste bir husustur. Bu durumda, Gümrük Yönetmeliği'nin

181 inci maddesi kapsamında yapılan bildirimler sonucunda, ilgili kurum tarafından belgenin düzen- lenmesinin mümkün olmadığı hususunun gümrük idaresince yükümlüye bildirildiği tarihten itibaren 30 (otuz) gün içinde, yargı kararına istinaden geri verilen vergi ve varsa fer’i alacakların, idare tarafından geri vermenin yapıldığı tarihten itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca hesaplanan gecikme zammı oranında faiz ile birlikte ödenmesi durumunda, her- hangi bir işlem tesis edilmez. Aksi takdirde, Gümrük Yönetmeliğinin 181 inci maddesi ve 2016/9 sayılı Genelge'de belirtilen usullere devam edilerek alına- cak sonuca göre işlemler tekemmül ettirilir.

Gümrük Yönetmeliğinin 181 inci maddesi ve 2016/9 sayılı Genelge’ye göre yapılan işlemlere ilişkin idari yaptırımlara dair itirazlardan vazgeçilmesi veya da- va aşamasında olanlarla ilgili olarak da davadan feragat edilmesi halinde; yargı kararına istinaden geri verilen vergi ve varsa fer’i alacakların, feragat veya itirazdan vazgeçme tarihinden itibaren 30 (otuz) gün içinde, idare tarafından geri vermenin yapıldığı tarihten itibaren 6183 sayılı Kanun hüküm- leri uyarınca hesaplanan gecikme zammı oranında faiz ile birlikte ödenmesi koşuluyla idari yaptırımlar iptal edilir.

2021/13 Sayılı Genelge ile gözetim uygulaması kapsamında fazla ödenen vergileri mahkeme yoluy- la geri alan firmalar vergileri tekrar iade eder ise Gümrük İdaresi Gümrük Kanunu’nun 235’inci mad- desi çerçevesinde ceza uygulamayacağını ifade etmektedir. Ancak firmalar vergileri geri alır ise gözetim belgesi almadan ithalat yapıldı diye Gümrük İdaresi Gümrük Kanunu’nun 235’inci maddesindeki cezayı uygulamaya devam etmektedir.

 

  1. Danıştay 7’nci Dairesinin Yürütmenin Durdurulması Kararı Ticaret Bakanlığına 9/12/2021 tarihinde tebliğ edi- len Danıştay 7’nci Dairesinin E:2021/1268 sayılı dosyasında açılan davada verilen 21/9/2021 tarihli karar gözetim uygulamasına ilişkindir.

Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürlüğü’nce yayımlanan 22.01.2019 tarih ve 2019/1 sayılı Ge- nelge'nin 3‘üncü maddesi 31.03.2021 tarih ve 2021/13 sayılı Genelge ile değiştirilmişti.

2021/13 sayılı Genelge ile yapılan bu düzenlemele- rin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açı- lan davada, Danıştay 7’nci Dairesi’nce tesis edilen kararla, yukarıda aktarılmış olan düzenlemelerin hak arama özgürlüğü, adil yargılanma hakkı, hukuk devleti, ölçülülük, eşitlik ve suç ve cezaların kanuni- liği ilkelerine aykırılık teşkil ettiği ve yükümlüler açı- sından telafisi güç veya imkânsız zararlara neden olacağı gerekçesiyle yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir.

Böylece, kıymet kriterli gözetim uygulamasında ortaya çıkan ihtilaflara ilişkin olarak;

  • Gözetim uygulaması nedeniyle fazladan ödenen gümrük vergilerinin geri verilmesi talebiyle yapılan başvurunun reddi üzerine açılan davadan ithalatçı tarafından feragat edilmesini,
  • Gümrük vergilerinin dava yoluyla geri verilmesi halinde, İdarece talep edilecek gözetim belgesinin ibraz edilememesi üzerine, bu vergilerin faiziyle birlikte İdareye iade edilmesini,
  • Gümrük vergilerinin geri verilmesi ve idari yaptı- rım olarak para cezasının uygulanması halinde ise ithalatçı tarafından cezaya dair itirazdan vazgeçil- mesi veya davadan feragat edilmesi ve yargı kara- rına istinaden geri verilen alacakların öngörülen usulde İdareye ödenmesini, aksi takdirde, cezai işlemler de dahil olmak üzere, ithalatçılar hakkında bir takım idari işlemler tesis edileceğini öngören düzenlemelerin yürütmesi durdurulmuştur. Danıştay Kararında ayrıca gözetim belgesi sunmayanlara Gümrük Kanunu’nun 235. maddesinin uygulanma- sının hukuka aykırı olduğuna vurgu yapılmaktadır.

 

6.     Gümrükler Genel Müdürlüğünün 04.01.2022 Tarihli Yazısı

Genel Müdürlük bu yazısında;

“...Bakanlığımıza 09.12.2021 tarihinde tebliğ edilen Danıştay 7’nci Dairesinin E:2021/1268 sayılı dosya- sında açılan davada verilen 21.09.2021 tarihli karar ile, 2019/1 sayılı "Kıymet Kriterli Gözetim Uygula- ması" konulu Genelge'nin 3’üncü maddesini değişti- ren 31.03.2021 tarihli, 2021/13 sayılı Genelge'nin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiş...” oldu- ğunu Bölge Müdürlüklerine ileterek, Danıştay Kara- rının gereğinin yapılması talimatını vermiştir.

 

  1. Dava Kazanan Firmaların Takibi Gözetime tabi eşyanın ithalat işlemlerinde ihtirazi kayıtla yurtdışı gider beyanında bulunmak suretiyle ithal edilen eşyanın gümrük kıymetini artıran, aka- binde söz konusu işlemi dava konusu yaparak bu davayı kazanan firmaların takibi için gümrük müdür- lükleri nezdinde (üçer aylık periyotlarla) listeler oluş- turulmuştur.

Bu listeler Bölge Müdürlükleri koordinasyonunda Gümrükler Genel Müdürlüğüne iletilmekte hazırla- nan listeler ise Hazine ve Maliye Bakanlığına iletil- mektedir. Bu konuya ilişkin Gümrükler Genel Mü- dürlüğü 08.04.2019 tarihli yazısı çıkarmıştır. Bu dönem zarfında dava kazanan firmaların takibi ya- pılmıştır.

 

8.     Gümrükler Genel Müdürlüğünün 15.02.2022 Tarihli Yazısı

Genel Müdürlüğün bu yazısı gözetim uygulamasına ilişkin 2019-1 sayılı genelgenin 1 ve 2’nci maddelerinin uygulanabileceği hakkındadır.

Yazıda özetle; “...Danıştay Kararının uygulanması- na ilişkin olarak muhtelif Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdürlüklerinden intikal eden tereddütler, 18.1.2022 tarihli ve E-85593407-165.99-70987073

sayılı yazımız ile Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlü- ğüne intikal ettirilerek görüş sorulmuş olup, karşılık olarak alınan 11/2/2022 tarihli 71874649 sayılı ya- zıda özetle;

  • 2019/1 sayılı Genelgenin 3’üncü maddesini değiştiren 2021/13 sayılı Genelgenin yürütülmesinin

durdurulmasına istinaden 2019/1 sayılı Genelgenin değişiklikten önceki (mülga) 3’üncü maddesine göre işlem yapılamayacağı,

  • Söz konusu yargı kararının uygulanmasını etkisiz hale getirmemek kaydıyla, 2019/1 sayılı Genelgenin
  1. maddesi dışındaki maddelerine ilişkin bir yargı kararı bulunmaması hasebiyle, anılan Genelgenin 1 ve 2’nci maddeleri kapsamlarına giren başkaca somut olaylara uygulanabileceğinin düşünüldüğü...” yer almaktadır.

2019-1 sayılı genelgenin 1 ve 2’nci maddelerine göz atar isek uygulanabileceği iletilen 1 ve 2. mad- de hükümleri aşağıda sunulmaktadır.

  1. Gözetim belgesi gümrük beyannamesinin tesci- linde ilgili gümrük idaresince aranır. Elektronik or- tamda düzenlenen gözetim belgeleri için Tek Pen- cere Sistemi tarafından verilecek 23 haneli belge numarası ile belge tarihi yükümlü tarafından beyan- namenin 44 nolu kutusunda "Belge Referans No" ve "Belge Tarihi" alanlarında beyan

Eşya kıymetinin gözetim tebliğinde belirtilen kıymet- ten düşük olması durumunda, eşya kıymetinin gö- zetim tebliğinde belirtilen düzeye çıkmasını sağla- yacak şekilde yurtdışı diğer gider beyan edilmesi halinde yükümlüden gözetim belgesi ibrazı istenil- mez. Gümrük Yönetmeliği'nin 180 inci maddesi kapsamında yapılan kontrollerde, gözetim belgesi- nin beyan edilmediği ve beyan edilen kıymetin ilgili tebliğde belirtilen kıymete ulaşmadığının tespit edilmesi halinde, yükümlünün talebi üzerine beyan edilen kıymetin ilgili tebliğde belirtilen gözetim kıy- metine yükseltilmesine yönelik beyannamede dü- zeltme yapılmasına izin verilir. Söz konusu ek be- yan, 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 61/3’üncü maddesi ile Yönetmeliğin 113’üncü maddeleri çer- çevesinde yükümlüyü bağlayan esasları kapsamak- ta olup; BİLGE programında usulüne uygun olarak "Yurt Dışı Diğer Giderler" altında yapılır. Yükümlü- nün ek kıymet beyanı sonucu oluşan kıymet, eşya- nın nihai kıymeti olarak değerlendirilerek, başka bir işleme gerek kalmaksızın serbest dolaşıma giriş rejimi işlemleri tamamlanır. Yükümlünün bu şekilde işlem yapılmasını talep etmemesi halinde, Gümrük Yönetmeliği'nin 181 inci maddesi ve 2016/9 sayılı

Genelgede belirtilen usuller takip edilerek alınacak sonuca göre işlemler tekemmül ettirilir.

  1. Teslimden sonra yapılan kontroller sonucunda, eşyanın gözetime tabi olduğunun ve bu şartın karşı- lanmadığının anlaşılması halinde, gümrük idaresin- ce yükümlüye bu husus bildirilir. Bildirimin ulaştığı tarihten itibaren, yükümlü tarafından otuz gün içinde farklılığa ilişkin vergilerin ödenmesi durumunda, ilave herhangi bir işlem tesis edilmez. Aksi takdirde, Gümrük Yönetmeliğinin 181 inci maddesi ve 2016/9 sayılı Genelgede belirtilen usuller takip edilerek alınacak sonuca göre işlemler tekemmül

 

9. Gümrükler Genel Müdürlüğünün 23.02.2022 Tarihli Yazısı

Genel Müdürlüğün bu yazısı Kıymet Kriterli Gözetim Uygulaması kapsamında, 2019/1 sayılı Genelgenin 3’üncü maddesine göre düzenlenen ceza kararları ile ilgili olarak yapılacak işlemler ile ilgilidir.

Yazıda özetle; “...hakkında yürütmenin durdurulma- sı kararı verilen 2019/1 sayılı Genelge`nin 2021/13 sayılı Genelge ile değişik 3’üncü maddesi çerçeve- sinde düzenlenen ceza kararları ile ilgili olarak yapı- lacak işlem konusunda tereddüt hasıl olduğu anlaşılmaktadır.

Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 11/2/2022 tarihli 71874649 sayılı yazısında, '...Bir iptal dava- sında verilmiş bulunan yürütmenin durdurulması kararı, henüz ortada bir iptal kararı bulunmadığı halde, iptali istenen idari tasarrufu ve onun sonucu olan işlemleri durdurur ve işlemlerin tesisinden ve icrasından önceki hukuki durumun yürürlüğünü sağlar.' ve 'Düzenleyici işlemler hakkında yürütmenin durdurulması kararı verildiği takdirde de artık bu düzenleyici işleme dayanılarak işlem tesis edilmesi mümkün değildir.' ifadelerine yer verilmektedir.

Bu çerçevede, Danıştay 7’nci Dairesinin söz konusu yürütmenin durdurulması kararı uyarınca 2019/1 sayılı Genelgenin 3’üncü maddesine göre;

  1. Ceza kararı düzenlenmemesi,
  2. Düzenlenmiş ve henüz tebliğ edilmemiş cezaların iptal edilmesi,
  1. Tebliğ edilmekle birlikte itiraz yoluna başvu- rulmuş ceza kararlarına ilişkin itirazların kabul edilmesi,
  2. Mahkemeye intikal eden uyuşmazlıklarda yargı kararının beklenilmesi ve bu kararlar çerçevesinde işlem yapılması,

Gerekmektedir. Kesinleşmiş bulunan ceza kararları ile ilgili tahsil işlemleri, ilgili mevzuatına göre devam edecektir...”. hususlarına yer verilmiştir.

 

10.   Gözetim Tebliğlerindeki CİF Kıymet İbaresinin Kaldırılması ve Tekrar Eklenmesi

İthalatta Gözetim Uygulanmasına İlişkin Tebliğlerde yeni düzenlemeye gidilmiştir.

18 Ocak 2022 tarihli ve 31723 sayılı Resmî Gaze- te’de yayımlanan Tebliğler ile İthalatta Gözetim Uy- gulamasına İlişkin Tebliğler ile yürürlükteki kimi teb- liğlerde değişiklikler yapılmıştır.

Yapılan değişiklikler ile bazı Tebliğlerde yer alan “yalnız karşısında gösterilen CIF kıymetin altında birim kıymetleri haiz olanlarının” ibaresi yürürlükten kaldırılmıştır. Ancak 24 Ocak 2022 tarihli ve 31727 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tebliğler ile bazı gözetim Tebliğlerinde Tebliğ’in 1 inci maddesi- nin birinci fıkrasına “eşyanın” ibaresinden sonra gelmek üzere “(yalnızca karşısında gösterilen güm- rük kıymetlerinin altında olanlarının)” ibaresi eklen- miştir. Bu minvalde ilgili Tebliğlerde yer alan “(yalnız karşısında gösterilen CIF kıymetin altında birim kıymetleri haiz olanlarının)” ibaresinin yürürlükten kaldırılması sonucunda gerek gümrük idaresi gerek de yükümlülerce tereddüt hasıl olmuş olması sebe- biyle, uygulamada yeknesaklığın sağlanmasını te- minen mezkûr ibarenin yeniden ilgili tebliğlere ek- lendiği görülmüştür.

 

11.   Gelinen Son Noktada İhtirazi Kayıt ile Gözetime Tabi Eşya Çekme

Girişimi

Gözetim Konusunda Danıştay Kararı ile 2019/1 sayılı "Kıymet Kriterli Gözetim Uygulaması" konulu

Genelge'nin 3’üncü maddesini değiştiren 31.03.2021 tarihli, 2021/13 sayılı Genelge'nin yü- rütmesinin durdurulması sonrasında Genel Müdür- lükçe 2019/ 1 sayılı Genelgenin 1. ve 2. maddeleri- nin uygulanabileceğinin bildirilmesi ve sonrasında ise 2019/1 sayılı Genelgenin 3. maddesi konusunda yeni uygulamaya geçilmesi sağlanmıştır. Bütün bu gelişmeler sonrasında ithalatçılardan bazıları itiraz ile ilgili Gümrük Kanunu’nun 242. maddesine göre beyan sırasında ihtirazi kayıtla ithalat beyanında bulunmaya başlamışlardır.

İhtirazi kayıt, yükümlü ile idare arasındaki uyuşmaz- lığa ilişkin yükümlülerin, idareye karşı yapmış olduk- ları beyanlarda dava hakkının saklı olduğunu belir- ten bir şerhtir. İhtirazi kayıtla beyanda yükümlü idarenin yorumu nedeniyle ortaya koyduğu bir en- geli aşmak amacıyla irade beyanında bulunmaktan kaçınmakta ve idarece uygulamaya konmuş işlemin gerekliliği nedeniyle ve idarenin görüş ve uygulama- ları çerçevesinde, kendi iradesini saklayarak bir beyan yapmaktadır. Gümrük Kanunu ve Gümrük Yönetmeliği hükümlerinde ihtirazı kayıt veya ihtirazı kayıtla beyan kavramı bulunmamakla beraber, yargı kararlarında esas alındığı görülmektedir.

Yargı kararları çerçevesinde, ihtirazi kayıtla beyan üzerine tahakkuk ettirilen vergilere karşı dava yoluyla düzeltme yoluna başvurulabilmesi için; yükümlü- nün beyannamenin tescil edildiği günde, beyanna- me ile birlikte bir dilekçeyi idareye vermesi ve ayrıca beyanname üzerine ihtirazi kayıtla beyan yaptığını belirtir bir şerhi düşmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, beyannamenin tescil edildiği tarihten sonraki bir tarihte verilen ihtirazi kaydın veya ihtirazi kayıt içe- ren dilekçenin itiraz hakkı vermeyeceği yargı karar- ları ile kesinleşmiştir. Gümrükler Genel Müdürlüğü bu tür ihtirazi kayıt ile yapılmak istenen ithalat olup olmadığı hususunda Gümrük İdareleri nezdinde bu aralar inceleme ve çalışma yapmaktadır.

 

12. Sonuç ve Değerlendirme

Gümrük Kanunu’nun 211’inci maddesinde yapılan değişiklik ile gümrük kıymetini kendiliğinden artıra- rak gözetim uygulamasına dahil olmayanların, ithalat işlemi tamamlandıktan sonra kendiliğinden artırılan gümrük kıymeti sonucu ödedikleri fazla vergileri geri almalarının önüne geçilmek istenmişti.

Bu değişiklik, 28.07.2021 tarihinde yürürlüğe girmişti. Gümrük İdareleri bu tarihi esas alarak artık geriye yönelik ödeme yapmamaya başlamışlardı.

İthalatçıların Kanun maddesinin yürürlük tarihinden itibaren gümrük vergisi ve katma değer vergisinin iadesini talep etmeleri önlenmiştir.

Ancak ilerleyen aylarda gözetim uygulaması yeni hukuki gelişmelere sahne olmuştur.

Gümrükler Genel Müdürlüğü 22.01.2019 tarihli ve 2019/1 sayılı Genelge ile kıymet kriterli gözetim konusunda Genelge çıkarmıştı. Bu Genelgede neler yapılacağı tek tek anlatılmıştı.

Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürlüğü’nce yayımlanan 22.01.2019 tarih ve 2019/1 sayılı Ge- nelge'nin 3‘üncü maddesi 31.03.2021 tarih ve 2021/13 sayılı Genelge ile değiştirilmişti.

2021/13 Sayılı Genelge ile gözetim uygulaması kapsamında fazla ödenen vergileri mahkeme yoluy- la geri alan firmalar vergileri tekrar iade eder ise Gümrük İdaresi Gümrük Kanunu’nun 235’inci mad- desi çerçevesinde ceza uygulamayacağını ifade etmektedir.

Ancak firmalar vergileri geri alır ise gözetim belgesi almadan ithalat yapıldı diye Gümrük İdaresi Güm- rük Kanunu’nun 235’inci maddesindeki cezayı uygulamaya devam etmekteydi.

Ticaret Bakanlığına 9/12/2021 tarihinde tebliğ edilen Danıştay 7’nci Dairesinin E:2021/1268 sayılı dosyasında açılan davada verilen 21/9/2021 tarihli karar gözetim uygulamasına ilişkindir.

2021/13 sayılı Genelge ile yapılan bu düzenlemele- rin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açı- lan davada, Danıştay 7’nci Dairesi’nce tesis edilen kararla, yukarıda aktarılmış olan düzenlemelerin hak arama özgürlüğü, adil yargılanma hakkı, hukuk devleti, ölçülülük, eşitlik ve suç ve cezaların kanuni- liği ilkelerine aykırılık teşkil ettiği ve yükümlüler açı- sından telafisi güç veya imkânsız zararlara neden olacağı gerekçesiyle yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir.

Böylece, kıymet kriterli gözetim uygulamasında ortaya çıkan ihtilaflara ilişkin olarak;

Nisan 2022 215

  • Gözetim uygulaması nedeniyle fazladan ödenen gümrük vergilerinin geri verilmesi talebiyle yapılan başvurunun reddi üzerine açılan davadan ithalatçı tarafından feragat edilmesini,
  • Gümrük vergilerinin dava yoluyla geri verilmesi halinde, İdarece talep edilecek gözetim belgesinin ibraz edilememesi üzerine, bu vergilerin faiziyle birlikte İdareye iade edilmesini,
  • Gümrük vergilerinin geri verilmesi ve idari yaptı- rım olarak para cezasının uygulanması halinde ise ithalatçı tarafından cezaya dair itirazdan vazgeçil- mesi veya davadan feragat edilmesi ve yargı kara- rına istinaden geri verilen alacakların öngörülen usulde İdareye ödenmesini, aksi takdirde, cezai işlemler de dahil olmak üzere, ithalatçılar hakkında bir takım idari işlemler tesis edileceğini öngören düzenlemelerin yürütmesi durdurulmuştur.

Danıştay Kararında ayrıca gözetim belgesi sunma- yanlara Gümrük Kanunu’nun 235’inci maddesinin uygulanmasının hukuka aykırı olduğuna vurgu ya- pılmaktadır. Öte yandan; Gümrükler Genel Müdür- lüğü 08.04.2019 tarihli yazıyı çıkararak, bu dönem zarfında dava kazanan firmaların takibini Gümrük Müdürlüklerince her üç ayda bir gönderilen istatis- tikler yolu ile yapmıştır.

Gümrükler Genel Müdürlüğünün 15.02.2022 tarihli yazısı gözetim uygulamasına ilişkin 2019-1 sayılı genelgenin 1. ve 2. maddelerinin uygulanabileceği hakkındadır.

Genel Müdürlüğün 23.02.2022 tarihli yazısı ise Kıymet Kriterli Gözetim Uygulaması kapsamında 2019/1 sayılı Genelgenin 3’üncü maddesine göre düzenlenen ceza kararları ile ilgili olarak yapılacak işlemler ile ilgilidir. Bu yazıyla Danıştay 7’nci Daire- sinin söz konusu yürütmenin durdurulması kararı uyarınca 2019/1 sayılı Genelgenin 3’üncü maddesi- ne göre;

  1. Ceza kararı düzenlenmemesi,
  1. Düzenlenmiş ve henüz tebliğ edilmemiş cezaların iptal edilmesi,
  1. Tebliğ edilmekle birlikte itiraz yoluna başvurul- muş ceza kararlarına ilişkin itirazların kabul edilme- si,
  2. Mahkemeye intikal eden uyuşmazlıklarda yargı kararının beklenilmesi ve bu kararlar çerçevesinde işlem yapılmasının gerektiği ve kesinleşmiş bulunan ceza kararları ile ilgili tahsil işlemlerinin ilgili mevzu- atına göre devam edeceği kararlaştırılmıştır.

Bütün bu gelişmeler sonrasında ithalatçılardan ba- zıları itiraz ile ilgili Gümrük Kanunu’nun 242’nci maddesine göre beyan sırasında ihtirazi kayıtla ithalat beyanında bulunmaya başlamışlardır.

Gümrükler Genel Müdürlüğü bu tür ihtirazi kayıt ile yapılmak istenen ithalat olup olmadığı hususunda Gümrük İdareleri nezdinde bu aralar araştırma ve çalışma yapmaktadır. Sonuç olarak gözetim konu- sunda yaşanan hukuki gelişmelere bakıldığında, Kanun koyucunun Gümrük Kanunu’nda bu konuda yaptığı değişiklikte amaçladığı sonuçları tam olarak elde edemediği müşahede edilmektedir.

Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürlüğünce gözetim konusunda çıkarılan Genelgeler sonrasın- da Danıştay Kararı ile Genelge maddesinde kısmen yürütmenin durdurulması şeklindeki gelişmeler ve Genel Müdürlüğün Danıştay Kararını uygulaması ithalatta gözetim uygulamasını yeni bir boyuta taşı- mıştır. Bu arada gözetime tabi eşya ithalatçılarının bazılarının dava açma /ihtirazi kayıtla beyanda bu- lunma yoluna gitmek istedikleri görülmektedir. Anla- şılacağı üzere İthalatta Gözetim Uygulamasında halen sular durulmamıştır. Gözetim ve kayıt belge- sinin istatistiki bir belge ve özünde istatistik tutulma- sı olduğunu ve ayrıca vergi artırıcı bir uygulama olmadığını ve gözetime tabi tutulan bir eşyaya Ticaret Bakanlığınca gözetim belgesi verilmesinin esas olduğu kanaatindeyiz.

 

 

Yazar:

Savaş Özdoğan

Gümrük Müşaviri

 

Kaynakça

  • 4458 Sayılı Gümrük Kanunu
  • Gümrük Yönetmeliği
  • 2019/1 sayılı Genelge
  • 2021/13 sayılı Genelge
  • GGM’ün 04.2019 tarihli yazısı
  • GGM’ün 02.2022 tarihli yazısı
  • GGM’ün 02.2022 tarihli yazısı
  • Danıştay vergi dava daireleri kurulu 2020-1 sayılı Kararı
  • Danıştay 7’nci Dairesinin 09.2021 tarihli Kararı

Gümrük Tarifesi ve Tarifelerde her yıl yapılan Korelasyon

Özet

Ticaret Bakanlığı her yıl GTİP numaraları ve açıklamalarının yer aldığı Gümrük Tarife Cetvelini yayımlamakta ve bazı yıllar oldukça fazla olmak üzere, her yıl bu tarifelerde değişiklikler olmaktadır.

Bu değişiklikler tarifeler arasında karışıklıklara yol açmaktadır.

Bir yıl önce tarife cetvelinde görünen gümrük tarifesinin yeni yılda başka bir tarifede olması beraberinde eşyanın gümrük rejimlerine tabi tutulmasında birtakım sıkıntıları da getirebilmektedir.

Bu bağlamda Gümrük Tarifesi ve Tarifelerde her yıl yapılagelen Korelasyon bu makalemizin konusunu teşkil etmektedir.

Anahtar Kelimeler

Korelasyon, GTİP, tarife sınıflandırması, tarife cetveli, armonize sistem nomanklatür kodu, ab kombine nomanklatür kodu.

 

 

 

  1. Giriş

Korelasyon kelimesi günlük hayatta sıklıkla kullanılan kelimelerden bir tanesidir. Korelasyon, Fransızca dilinden Türkçe'mize geçmiştir. Korelasyon kelimesinin TDK sözlüğündeki anlamı şu şekildedir:  ‘’Bağıntı’’.Daha çok matematik ile ilgili ve istatistiki veriler üzerinden değerlendirilen bir anlama sahiptir.

Korelasyonun anlamı; olasılık kuramı ile beraber istatistikte iki ya da daha fazla değişken arasında doğrusal ilişkinin yönünü ve gücünü göstermek amaçlı tabir edilebilir. Korelasyon çeşitleri basit veya çoklu korelasyon seçeneği kapsamında ele alınır. Bu doğrultuda basit yani ikili korelasyon sistemi; bir miktara ait iki ölçüm olduğu zaman bu iki değişken arasındaki ilişkiyi belirleme anlamı taşıdığını söylemek mümkündür. Bu bağlamda bir değişkenin iki veya daha çok değişken ile olan bağlantısı çoklu korelasyon şeklinde bilinir. Tarife Cetvelinde yapılan korelasyona gelince normal korelasyon tanımından hareketle Gümrük Tarifesinde yapılan korelasyonu “BAĞLILAŞIM” şeklinde tanımlayabiliriz.

Şimdi aşağıdaki maddelerde Gümrük Tarifesi ve Gümrük Tarifelerinde Korelasyon ile Sonuçlarını inceleyelim.

 

  1. Türk Gümrük Tarife Cetveli

Tarife Cetveli; 4458 Sayılı Gümrük Kanunu’na bağlı Gümrük Yönetmeliğinin 32. maddesinde; “Eşyanın cins ve niteliklerine göre sistematik bir şekilde numaralandırılarak sınıflandırıldığı ve 474 sayılı Gümrük Giriş Tarife Cetveli Hakkında Kanunda yer alan gümrük vergisi oranlarının gösterildiği Bakanlar Kurulunca kabul edilen cetveli ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır

Gümrük Tarife Cetveli, uluslararası ticarete konu olan eşyayı, Bölüm, Fasıl ve Tali Fasıllara ayırarak sistematik bir şekilde göstermektedir. Peki, bu sistematik sıralama yapılırken nelere dikkat edilmiştir.

Öncelikle, birbirine benzeyen aynı nitelikteki veya çoğunlukla aynı hammaddeden yapılan eşyalar21 Bölümde toplanmış, daha sonra bölümlere nazaran daha çok birbirine benzeyen eşyalar 99 Fasıl kapsamında gruplandırılmıştır. Fasıllar da kendi içlerinde toplam 1.224 Tarife Pozisyonuna ayrılmıştır.

Gümrük Tarife Cetvelinde77. Fasıl“Armonize Sistem Nomanklatüründe ileride kullanılmak amacıyla saklı tutulmuştur. ” Yani, Dünya Gümrük Örgütü ileride 77. Fasılda bir eşya sınıflandırdığında, Armonize Sisteme üye olan tüm ülkeler buna uymak zorundadır.

Diğer taraftan;98 ve 99. Fasıllar“Akit taraflarca, özel amaçlarda kullanılmak üzere saklı tutulmuştur”. Yani, Armonize Sisteme üye olan ülkeler, kendi özel amaçları için bu fasıllarda istedikleri bir eşyayı sınıflandırabilirler, Armonize sisteme üye olan diğer ülkeler buna uymak zorunda değildir.

Nitekim Ülkemiz 2012 yılında “Yerleşim yerini nakleden gerçek kişilere ait şahsi eşyayı, Evlilik nedeniyle serbest dolaşıma giren eşyayı, Miras yoluyla intikal eden eşyayı, Öğrenim amacıyla gelen öğrencilere ait eğitim malzemeleri ve ev eşyasını, Ölü ihtiva eden tabutlar, ölülere ait kül ihtiva eden kaplar ve dekoratif cenaze eşyasını, Kamu kurumları, hayır veya insani yardım kuruluşları tarafından getirilen eşyayı, Malul, sakatlar ve diğer engellilerin kullanımına mahsus eşyayı, Kriz hallerinde zarar görenlere gönderilen eşyayı, Kişisel eşya, yolcu beraberi eşya ve Deniz ve hava taşıtlarına verilen eşya ile Açık denizde bulunan yapılardaki mürettebata veya yapılardaki motor, makine, cihaz gibi ekipmanın çalışması için verilen eşyayı”99. Fasılda sınıflandırmıştır.

 

  1. Gümrük Tarife Cetvelindeki Eşya-

ların Sıralanışı

Eşyalar, Gümrük Tarife Cetvelinde, genel bir kural olarak üretim süreci sonunda aldıkları şekle göre sıralanmışlardır. Bu sıralanış; hammaddeler, yarı mamul maddeler ve mamul maddeler şeklindedir.

İlk bölümlerde hammaddeler ve yarı mamul ürünler yer alırken, mamul ürünler ve işlenmiş ürünler daha sonraki bölümlerde yer alırlar yani bölüm numarası arttıkça eşyanın gördüğü işlem derecesi de artmaktadır.Örneğin, canlı büyük ve küçükbaş hayvanlar I. Bölümde (01. Fasıl) yer alırken, bunların derileri VIII. Bölümde (41. Fasıl), deriden yapılmış ayakkabılar XII. Bölümde (64. Fasıl) yer almaktadır.Fasıllarda ise, mamul olduğu maddeye göre, kullanım yerine göre ve kullanım amacına göre sıralama yapılmıştır. Fasıl içerisinde eşyaların pozisyonlara bölünmesinde de yine genel mantığa uygun olarak hammaddeden mamul ürüne doğru bir diziliş benimsenmiştir.Bu çerçevede;

Örnek 1: 39. Fasıl mamul olduğu maddeye göre gruplandırma prensibine bir örnek teşkil etmektedir. “Plastikler ve mamulleri” başlığı altında; İlk Şekillerde bulunan plastik hammaddeleri faslın başlarında yer alırken (39.01ila39.14), yarı mamul ürünler (çubuklar, profiller, plakalar, levhalar, şeritler vb.) faslın ortalarında (39.15ila39.21), plastikten mamul ürünlerse faslın sonlarında olacak şekilde sınıflandırılmıştır. (39.22ila39.26).

Örnek 2: 94. Fasıl kullanım yerine göre gruplandırmaya belirgin bir örnek teşkil etmektedir. Bu Fasıl kapsamında sınıflandırma bakımından eşyanın mamul olduğu madde önemini kaybetmektedir. Bunun yerine örneğin oturmaya veya yatmaya mahsus mobilya olma özelliği ürünü bu fasıl kapsamına sokmaktadır. Oturmaya mahsus mobilyalar (94.01), Tıpta, cerrahide, diş hekimliğinde ve veterinerlikte kullanılan mobilyalar (94.02), Diğer mobilyalar (Bürolarda, Mutfaklarda, Yatak Odalarında, Mağazalarda kullanılan mobilyalar) (94.03).

Örnek 3: 95. Fasıl kullanım amacına göre gruplandırmaya örnek gösterilebilir. Bu Fasıl, çocukların veya büyüklerin eğlenmesi için dizayn edilmiş her tür oyuncakları kapsar (95.03). Ayrıca bu Fasıl, kapalı veya açık hava oyunlarına mahsus levazımatı; jimnastik veya atletizm ve diğer sporlara

mahsus alet ve cihazları  (95.06), Balıkçılık, avcılık veya atıcılık için bazı eşyayı  (95.07), Atlıkarıncaları ve panayır eğlencelerine mahsus diğer eşyayı (95.08) içine almaktadır.

Yukarıda belirtilen gruplandırma kurallarına uymayan, hatta belirli bir kuralı olmayan sadece96. Fasıldır. Bu Fasıl, birbirinden farklı özellikte eşyayı kapsayan bağımsız tarife pozisyonlarının toplamından meydana gelmektedir.

 

  1. 4. Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonun (GTİP) Belirlenmesi

Eşyaların Tarife Cetvelindeki yeri belirlenirken öncelikle hangi Bölümde yer aldığı, daha sonra bu bölümde yer alan Fasıl Numarası (ilk iki rakam), daha sonra bu fasılda yer alan Tarife Pozisyonu (dört rakam) belirlenmelidir.

Tarife Pozisyonu belirlendikten sonra, eşyayı bu tarife pozisyonunda en özel şekilde niteleyen tek tireli (-) Tarife Alt Pozisyonu (altı rakam) seçilmelidir. Seçilen bu alt pozisyon kendi içerisinde iki tireli (- -) alt pozisyonlara ayrıldığında hangi iki tireli alt pozisyonun seçilmesi gerektiği yine bu iki tireli (- -) alt pozisyonların içeriği dikkate alınarak belirlenmelidir. Son olarak bu iki tireli (- -) alt pozisyonunun altında yer alan on iki rakamlı Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu (GTİP)tespit edilmelidir.Sınıflandırma yapılırken; İki tireli (- -) alt pozisyon kapsamı, ait olduğu tek tireli (-) alt pozisyon kapsamının dışına çıkmamalıdır; keza tek tireli (-) alt pozisyon kapsamı da, ait olduğu pozisyon kapsamı dışına çıkmamalıdır.Bir sınıflandırmanın tam anlamıyla sağlıklı olabilmesi, ticarete konu olan her bir eşyanın tek bir GTİP’ da sınıflandırılmasına bağlıdır. Doğru bir sınıflandırma yapabilmek için; Tarifenin Yorumuna İlişkin Genel Kurallar ile birlikte Gümrük Tarife Cetvelinde yer alan Pozisyon Metinleri, Bölüm ve Fasıl Notları ve Gümrük Tarife Cetveli İzahnamesinde yer alan Açıklama Notlarını mutlaka göz önünde bulundurmalıyız.

Diğer taraftan, DGÖ Sınıflandırma Görüşleri (Aviler) ve Sınıflandırma Kararları ile AB Sınıflandırma Kararları (Tüzükleri) ve AB Kombine Nomanklatür Açıklama Notlarını da göz ardı etmemeli mutlaka bunlardan da faydalanmalıyız

Gümrük Tarifesi “Yoruma” göre değil “Kurallara” göre belirlenir.

Bir sınıflandırma sisteminin tam anlamıyla sağlıklı olabilmesi, ticarete konu olan her ürünün tek bir pozisyon içinde gösterilebilmesine bağlıdır. Böylesine düzenli bir sistemin kurulabilmesi ve eşyaların doğru pozisyonda sınıflandırılabilmesi için bazı kuralların önceden belirlenmesi gerekmektedir. İşte bundan dolayı, sınıflandırmanın temel kurallarını kapsayan ve hukuksal açıdan tek bir yorumu olan bir dizi kurallar serisi oluşturulmuştur. Bu kurallar altı adet olup, kısaca Genel Yorum Kuralları (GYK) olarak anılmaktadır.

Eşyanın Gümrük Tarife Cetvelindeki sınıflandırılması yapılırken Gümrük Vergisi, İlave Gümrük Vergisi (İGV), Ek Mali Yükümlülük (EMY), KDV oranı veya KKDF oranı ya da Ticaret Politikası Önlemleri göz önünde bulundurulmaz. Sınıflandırma; Genel Yorum Kuralları, Pozisyon Metinleri, Bölüm ve Fasıl Notları ile Alt Pozisyon Notlarına göre yapılır.

İthalatta alınan Gümrük Vergileri yürürlükte bulunan İthalat Rejim Kararına Ek Kararda yer alan oranlar üzerinden hesaplanır.

Avrupa Birliği veya diğer Ülkeler tarafından verilen Bağlayıcı Tarife Bilgilerinin (BTB) bizim mevzuatımızda bir bağlayıcılığı yoktur.

Gümrük Tarife Pozisyonu, Dünya Gümrük Örgütü tarafından hazırlanmış olan Uyumu Sağlanmış (Armonize) Mal Tanımı ve Kodlama Sistemine göre belirlenmekte olup, ilk altı rakam (tarife alt pozisyonu) Armonize Sistem Sözleşmesine taraf olan tüm ülkelerde aynıdır. Tarife pozisyonları aynı olmakla birlikte, gümrük vergi oranları her ülkeye göre farklılık gösterebilir.

 

 

 

 

Yurt dışında düzenlenen faturalarda yazan Gümrük Tarife Pozisyonları bağlayıcı değildir.

Gümrük Tarife Pozisyonu sadece rakamlardan oluşan ve ezberlenmesi gereken bir sayı dizisi değildir. Gümrük beyanlarının ve gümrük işlemlerinin doğru bir şekilde yapılması ve risklerin en aza indirilebilmesi için Gümrük Tarife Pozisyonunun doğru bir şekilde öğrenilip, uygulanması gerekir.

Eşyalar, Gümrük Tarife Cetvelinde sadece mamul olduğu maddeye göre değil, kullanım amacına ve kullanım yerine göre de sıralanmışlardır. Bir eşyanın sınıflandırmasını yaparken, mamul olduğu madde, kullanım yeri ve kullanım amacı sürekli göz önünde bulundurulmalıdır

Son şeklini almamış veya tamamlanmamış (natamam) ürünler, gümrüğe sunulduğunda, imali bitirilmiş ve aksamı tamamlanmış ürünün ayırt edici niteliğini içeriyorlarsa, imali bitirilmiş ürünün tarife pozisyonunda sınıflandırılırlar.

Doğru bir sınıflandırma yapabilmek için; Gümrük Tarife Cetveli, Gümrük Tarife Cetveli İzahnamesi, Alfabetik Eşya Fihristi, AB Açıklama Notları, Ulusal Açıklama Notları, Armonize Sistem Sınıflandırma Karaları, DGÖ Sınıflandırma Görüşleri, AB Sınıflandırma Tüzükleri, Tebliğler, Genelgeler ve Bağlayıcı Tarife Bilgileri kullanılmalıdır.

Oniki rakamdan oluşan GTİP’in;

İlk 4 Rakam Eşyanın Pozisyon Numarasını,

İlk 6 Rakam Dünya Gümrük Örgütü'ne üye tüm ülkelerce kullanılan Armonize Sistem Nomanklatür kodunu,

7-8 inci rakamlar Avrupa Birliği ülkeleri tarafından kullanılan Kombine Nomanklatür kodunu,

9-10 uncu rakamlar farklı vergi uygulamaları nedeniyle açılan pozisyonları gösteren kodları,

11-12 inci rakamlar ise Gümrük Tarife İstatistik (GTİP) kodlarını

oluşturmaktadır.

Örneğin;

08.08.10.80.00.13 GTİP nolu "Golden cinsi elma" tarife cetveli yapısı

080810

80

00

13

AS Nom.Kodu

CN Kodu

Milli alt açılım kodu

İstatistik kodu

 

  1. Eşyanın Tarife Sınıflandırması Yapılırken Yararlanılan Kaynaklar

Eşyanın tarife sınıflandırması yapılırken aşağıdaki mevzuat ve kaynaklara başvurulur.

5.1. Uygulanması zorunlu olan yasal mevzuat:

Türk Gümrük Tarife Cetveli,

Gümrük Tarife Cetveli İzahnamesi,

Alfabetik Eşya Fihristi,

Avrupa Birliği Açıklama Notları,

Ulusal Gümrük Tarife Cetveli Açıklama Notları,

Armonize Sistem Sınıflandırma Kararları,

DGÖ Sınıflandırma Avileri,

Avrupa Birliği Sınıflandırma Tüzükleri,

Tebliğler, Genelgeler ve Bağlayıcı Tarife Bilgileri.

5.2. Yararlanılabilecek diğer kaynaklar

Avrupa Birliği Bağlayıcı Tarife Bilgileri,

DGÖ Eşya Veri Tabanı,

Avrupa Birliği Veri tabanları (EBTI, TARIC, ECICS),

 

Avrupa Birliği Sınıflandırma Kararları (Resmî Gazete’de yayımlanmamış olanlar).

Bir eşyanın tarife sınıflandırmasının yapılması uzmanlık gerektiren bir konudur.

Eşyanızın tarife sınıflandırmasının yapılması için gümrük müşavirliği ve gümrük danışmanlığı hizmeti veren şirketlere başvurabileceğiniz gibi, gümrük idaresinden tarife tespiti talep etmeniz ve tarife bilgisi almanız da mümkündür.

 

  1. Gümrüğe Beyan Edilen Tarife Sınıflandırması Bilgisinin Gümrük İdaresince Doğrulanması

Türkiye’ye ithal edeceğiniz veya Türkiye’den ihraç edeceğiniz malınızla ilgili gümrük beyanınızı yaptıktan sonra, gümrük idaresi bu beyanın doğruluğunu kontrol eder.

Gümrük idaresi beyanın doğruluğunu kontrol ederken, gümrük beyannamesinde kayıtlı bilgileri ve beyannameye ekli belgeleri inceleyecek; gerek gördüğü hallerde beyan kapsamındaki eşyanızı muayene edecektir.

Gümrük idaresi, gümrük beyannamesi ve kapsamındaki eşya üzerinde yapacağı kontroller ve eşyanın muayenesi sonucunda eşyanın sizin beyan ettiğiniz tarife pozisyonunda sınıflandırılmadığını; başka bir tarife pozisyonunda sınıflandırılması gerektiğini tespit edebilir.

Bu durumda, belirlenen farklılığın niteliğine göre değişen şekilde işlem yapılır. Bazı farklılıklar için ceza uygulanmazken, bazı farklılıklar için gümrük mevzuatı ile belirlenen farklı cezalar uygulanır.

Beyan ve muayene arasındaki farklılıklar, belirli durumlarda kaçakçılıkla mücadele mevzuatı uyarınca işlem yapılmasını gerektirebilir.

Bu nedenle, eşyanızın tarife sınıflandırmasının ve gümrük beyanının doğru yapılmaması halinde önemli yaptırımlara maruz kalabileceğinizi hatırlatmak isteriz.

 

  1. Gümrük Tarifelerinde Korelasyon

Tarife Cetvelinde yapılan korelasyona gelince normal korelasyon tanimından hareketle Gümrük Tarifesinde yapılan korelasyonu “BAĞLILAŞIM” şeklinde tanımlayabiliriz.

Ticaret Bakanlığımız her yıl GTİP numaraları ve açıklamalarının yer aldığı Gümrük Tarife Cetvelini yayımlamakta ve bazı yıllar oldukça fazla olmak üzere, her yıl bu tarifelerde değişiklikler olmaktadır.

Bu değişiklikler tarifeler arasında karışıklıklara yol açmaktadır.

Bu tür sorunlara çözüm olması amacıyla geliştirilen ve bugüne kadar kullanılan Korelasyon uygulaması bulunmaktadır.

iki ardışık yıl için Korelasyon yapılmasını sağlamaktadır.

Tarife değişikliklerinin takibini kolayca yapabilmeniz için Yıllara göre Korelasyon uygulamaları bulunmaktadır.

Önceki yıllarda gümrük tarife pozisyonu değişen bir maddenin bugün hangi tarifede sınıflandırıldığını ve hangi yıl veya yıllarda nasıl bir değişikliğe uğradığını kolayca bulma imkânınız bulunmaktadır.

Örneğin; 2006yılında 8525.20 pozisyonu altında sınıflandırılan cep telefonları bu yıl yani 2022yılında 8517.12 altında sınıflandırılmaktadır.

 

  1. 2021-2022 Yılları Korelasyon Karşılaştırma Tablosu

Dünya Gümrük Örgütü (WCO) tarafından hazırlanan ve Uluslararası ticarette malların sınıflandırılması için dünya çapında küresel bir standart olan Uyumu Sağlanmış (Armonize) Mal Tanımı ve Kodlama Sisteminin 2022 versiyonun yayımlanmasının ardından,İstatistiklere Bölünmüş Türk Gümrük Tarife Cetvelimizde buna uyumlu olacak şekilde, 30 Aralık 2021 tarihli 31705 (Mükerrer) sayılı Resmî Gazetede 5045 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı olarak yayımlanmış ve 1 Ocak 2022 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Armonize Sistem Nomanklatürü’ndeki yapılan düzenlemelere paralel olarak, yürürlüğe giren Türk Gümrük Tarife Cetvelimizde, bazı tamamlayıcı değişiklikler de dahil olmak üzere, 351 farklı grupta önemli değişiklikler yapışmıştır.

Bu değişikliklerin; 77’si  tarım  sektörü, 58’i  kimya

sektörü, 31’i ağaç sektörü, 21’i tekstil sektörü, 27’si metal sektörü, 63’ü makine sektörü, 22’si ulaştırma sektörü ve 52’si diğer sektörlerle ilgili olup, bazı gümrük tarife pozisyonları kaldırılmış, bazı yeni tarife pozisyonları eklenmiş ve bazı tarife pozisyonlarının kapsamı genişletilmiştir.

Yapılan bu değişikliklerle birlikte Türk Gümrük Tarife Cetvelimiz toplam 1.265 tarife pozisyonu ve 5.612 alt tarife pozisyonundan oluşmaktadır.

İstatistiklere Bölünmüş Türk Gümrük Tarife Cetvelimizde yer alan önemli değişikliklere ve “2021-2022 Yılları Korelasyon Karşılaştırma Tablosu” na aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.

https://tarifemevzuati.com/2022-yili-turk-gumruk-tarife-cetvelindeki-degisiklikler-ve-karsilastirma-tablosu/

 

  1. Korelasyonun Sonuçları

2022 Yılı için İthalat Rejimi Kararında Değişiklik Yapılmasına İlişkin 5052 Sayılı Karar 31.12.2021 tarih ve 31706 sayılı 3.mükerrer R.G. de yayımlanmıştır.

31.12.2021 tarihli Resmî Gazetede aşağıda yer alan 2022 yılı İthalat Tebliğleri yayımlanmıştır.

Elektronik Kimlik Bilgisini Haiz Eşyanın İthalatı Hakkında Tebliğ (İthalat: 2022/20)2 -Tıbbi Tanı Kitlerinin İthaline İlişkin Tebliğ (İthalat: 2022/19)3 -Askıya Alma Sistemine İlişkin Tebliğ (İthalat: 2022/18)4 -Kimyasal Silahlar Sözleşmesi Ekinde Yer Alan Kimyasal Maddelerin İthaline İlişkin Tebliğ (İthalat: 2022/17)5 -Gübre İthaline İlişkin Tebliğ (İthalat: 2022/16)6 -Kamu Kurum ve Kuruluşları Tarafından Yapılacak İthalatta Alınacak İzin Hakkında Tebliğ (İthalat: 2022/15)7 -Ozon Tabakasını İncelten Maddeler ve Florlu Sera Gazlarının İthaline İlişkin Tebliğ (İthalat: 2022/14)8 -İş Sağlığı ve Güvenliğini Etkileyen Bazı Maddelerin İthaline İlişkin Tebliğ (İthalat: 2022/13)9 -Çift Kullanımlı Malzeme ve Teknolojilere Dair Belgelerin Onaylanmasına İlişkin Tebliğ (İthalat: 2022/1210 -Bazı Patlayıcı Maddeler, Ateşli Silahlar, Bıçaklar ve Benzeri Aletlerin İthaline İlişkin Tebliğ (İthalat: 2022/11)11 -Banknot ve Benzeri Kıymetli Evraka Mahsus Kağıtların İthaline İlişkin Tebliğ (İthalat: 2022/10)12 -Kullanılmış veya Yenileştirilmiş Eşya İthalatına İlişkin Tebliğ (İthalat: 2022/9)13 -Sivil Hava Taşıtlarının İthaline İlişkin Tebliğ (İthalat: 2022/8)14 -Karayolu Taşıt Araçlarının İthaline İlişkin Tebliğ (İthalat: 2022/7)15 -Genelleştirilmiş Tercihler Sistemine İlişkin Tebliğ (İthalat: 2022/6)31.12.20216- Haritalar ve Harita Bilgisi İçeren Eşyanın İthaline İlişkin Tebliğ (İthalat: 2022/5)17 -Yüksek Yoğunluklu Tadlandırıcıların İthaline İlişkin Tebliğ (İthalat: 2022/4)18 -Radyoaktif Maddeler ile Bunların Kullanıldığı Cihazların İthaline İlişkin Tebliğ (İthalat: 2022/3)19 -Harp Silahları ile Bunların Aksam ve Parçalarının İthaline İlişkin Tebliğ (İthalat: 2022/2)20 -Yurt İçinde Düzenlenen Uluslararası Fuarlara İlişkin Tebliğ (İthalat: 2022/1)

Öte yandan; Yine 31.12.2022 tarihli Resmî Gazetede aşağıda gösterilen Ürün Güvenliği ve Denetimi Tebliğleri yayımlanmıştır.

Araç Parçalarının İthalat Denetimi Tebliği (Ürün Güvenliği ve Denetimi: 2022/25)2 -Çevrenin Korunması Yönünden Kontrol Altında Tutulan Metal Hurdaların İthalat Denetimi Tebliği (Ürün Güvenliği ve Denetimi: 2022/23)3 -Bazı Tarım Ürünlerinin İhracatında ve İthalatında Ticari Kalite Denetimi Tebliği (Ürün Güvenliği ve Denetimi: 2022/21)4 -Tıbbi Cihazların İthalat Denetimi Tebliği (Ürün Güvenliği ve Denetimi: 2022/16)5 -Sağlık Bakanlığınca Denetlenen Bazı Ürünlerin İthalat Denetimi Tebliği (Ürün Güvenliği ve Denetimi: 2022/20)6 -Bazı Tekstil, Konfeksiyon ve Deri Ürünlerinin Denetimine İlişkin Tebliğ (Ürün Güvenliği ve Denetimi: 2022/18)7 -Pil ve Akümülatörlerin İthalat Denetimi Tebliği (Ürün Güvenliği ve Denetimi: 2022/15)8 -Yapı Malzemelerinin İthalat Denetimi Tebliği (Ürün Güvenliği ve Denetimi: 2022/14)9 -7223 Sayılı Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu ile Düzenlenmiş Olan İdari Para Cezalarının Yeni Değerlerinin Duyurulmasına İlişkin Tebliğ (Ürün Güvenliği ve Denetimi: 2022/13)10 -Tüketici Ürünlerinin İthalat Denetimi Tebliği (Ürün Güvenliği ve Denetimi: 2022/12)11 -Kişisel Koruyucu Donanımların İthalat Denetimi Tebliği (Ürün Güvenliği ve Denetimi: 2022/11)12 -Oyuncakların İthalat Denetimi Tebliği (Ürün Güvenliği ve Denetimi: 2022/10)13 -CE İşareti Taşıması Gereken Bazı Ürünlerin İthalat Denetimi Tebliği (Ürün Güvenliği ve Denetimi: 2022/9)14 -Telsiz Ekipmanlarının İthalat Denetimi Tebliği (Ürün Güvenliği ve Denetimi: 2022/8)15 -Çevrenin Korunması Yönünden Kontrol Altında Tutulan Katı Yakıtların İthalat Denetimi Tebliği (Ürün Güvenliği ve Denetimi: 2022/7)16 -Çevrenin Korunması Yönünden Kontrol Altında Tutulan Kimyasalların İthalat Denetimi Tebliği (Ürün Güvenliği ve Denetimi: 2022/6)17 -Tarım ve Orman Bakanlığının Kontrolüne Tabi Ürünlerin İthalat Denetimi Tebliği (Ürün Güvenliği ve Denetimi: 2022/5)18 -Sağlık Bakanlığının Özel İznine Tabi Maddelerin İthalat Denetimi Tebliği (Ürün Güvenliği ve Denetimi: 2022/4)19 -Çevrenin Korunması Yönünden Kontrol Altında Tutulan Atıkların İthalat Denetimi Tebliği (Ürün Güvenliği ve Denetimi: 2022/3)20 -İthalatta Standartlara Uygunluk Denetimi Tebliği (Ürün Güvenliği ve Denetimi: 2022/1)

2022 yılında Türk Gümrük Tarife Cetvelimizde bazı tamamlayıcı değişiklikler de dahil olmak üzere 351 farklı grupta önemli değişiklikler yapılır iken bazı gümrük tarife pozisyonları kaldırılmış, bazı yeni tarife pozisyonları eklenmiş ve bazı tarife pozisyonlarının kapsamı genişletilmiştir.

İşte bu değişiklikler yapılır iken bir önceki yıl yani 2021 yılı içinde alınan bazı belgeler (Yatırım Teşvik Belgesi, Dahilde İşleme İzni, Dahilde İşleme İzin Belgesi v.b) içeriği GTİP’ler korelasyona uğramıştır. Ayrıca CE işaretine tabi değil iken 2022’de tabi olan eşyalar da olmuştur.

Örneğin; 2021 yılı içinde alınan Yatırım Teşvik Belgesi kapsamında yer alan 8462.99.80.90.00 GTİP’li eşya 2022 yılı Tarife Cetvelinde Korelasyona uğrayarak 8462.62.90.90.00 olmuş ve CE denetimine tabi olmuştur. Bu teşvik belgesinde revize gerektirmektedir.

Ayrıca 2022 yılı İthalat ve Ürün Güvenliği Tebliğleri ekinde yer alan listelerde bir önceki yıl yani 2021 yılında yasak olan ancak 2022 yılında yasak olmayan ve Tarife Cetvelinde Korelasyona tabi tutularak yer alan bazı GTİP’li eşyalar için Ticaret Bakanlığımız BİLGE Sisteminde gerekli ve hızlı bir şekilde güncellemeler yapılmadığı için yükümlüler eşyalarını gümrük rejimlerine tabi tutmakta sıkıntı yaşamışlardır.

Örneğin; Çevrenin Korunması Yönünden Kontrol Altında Tutulan Kimyasalların İthalat Denetimi Tebliği (Ürün Güvenliği ve Denetimi: 2022/6) ‘nin Ek-1 ‘nde ithali yasak GTİP ler yer almaktadır.

6812.99.10.00.00 GTİP 2021 yılında ithalatı yasak görünmekte iken 2022 yılı itibariyle EVRİM yazılım sisteminde ilgili 2022/6 sayılı Tebliğin yasaklı EK-1 listesinde yer almadığını görmemize karşın Bakanlık BİLGE Sistemine kontrole gönderildiğinde ithalatının yasak olduğu görülmüştür.

Bakanlık ile yapılan görüşmeler sonucunda BİLGE Sisteminde bu konuda GTİP bazında düzenlemeler yapılacağı ifade edilmiştir.

Görüleceği üzere Korelasyon fevkalade önem arz etmektedir. Tarife pozisyonlarının kaldırılmış, eklenmiş veya kapsamının genişletilmiş olabileceğini göz önüne alarak, öncelikle eşyamızın GTİP’nin Korelasyona uğrayıp uğramadığını çok iyi kontrol etmemiz, bunu yapar iken İthalat, Ürün Güvenliği ve Denetimi Tebliği Eklerinde yer alan listelere iyi bakmamız, BİLGE Sistemine kontrole göndererek şayet bir sıkıntı yok ise yapmak istediğimiz gümrük rejimlerine tabi tutmamız gerekmektedir.

 

  1. Sonuç ve Değerlendirme

Bir yıl önce tarife cetvelinde görünen gümrük tarifesinin yeni yılda başka bir tarifede olması beraberinde eşyanın gümrük rejimlerine tabi tutulmasında birtakım sıkıntıları da getirebilmektedir.

Korelasyon kelimesinin TDK sözlüğündeki anlamı şu şekildedir: - Bağıntı

Tarife Cetvelinde yapılan korelasyonu normal korelasyon tanımından hareketle “BAĞLILAŞIM” şeklinde tanımlayabiliriz.

Gümrük Tarife Cetveli, uluslararası ticarete konu olan eşyayı, Bölüm, Fasıl ve Tali Fasıllara ayırarak sistematik bir şekilde göstermektedir.Eşyalar, Gümrük Tarife Cetvelinde, genel bir kural olarak üretim süreci sonunda aldıkları şekle göre sıralanmışlardır. Bu sıralanış; hammaddeler, yarı mamul maddeler ve mamul maddeler şeklindedir.

Eşyaların Tarife Cetvelindeki yeri belirlenirken öncelikle hangi Bölümde yer aldığı, daha sonra bu bölümde yer alan Fasıl Numarası (ilk iki rakam), daha sonra bu fasılda yer alan Tarife Pozisyonu (dört rakam) belirlenmelidir. Bir sınıflandırmanın tam anlamıyla sağlıklı olabilmesi, ticarete konu olan her bir eşyanın tek bir GTİP’ da sınıflandırılmasına bağlıdır. Doğru bir sınıflandırma yapabilmek için; Tarifenin Yorumuna İlişkin Genel Kurallar ile birlikte Gümrük Tarife Cetvelinde yer alan Pozisyon Metinleri, Bölüm ve Fasıl Notları ve Gümrük Tarife Cetveli İzahnamesinde yer alan Açıklama Notlarını mutlaka göz önünde bulundurmalıyız. Türkiye’ye ithal edeceğiniz veya Türkiye’den ihraç edeceğiniz malınızla ilgili gümrük beyanınızı yaptıktan sonra, gümrük idaresi bu beyanın doğruluğunu kontrol eder. Gümrük idaresi beyanın doğruluğunu kontrol ederken, gümrük beyannamesinde kayıtlı bilgileri ve beyannameye ekli belgeleri inceleyecek; gerek gördüğü hallerde beyan kapsamındaki eşyanızı muayene edecektir. Gümrük idaresi, gümrük beyannamesi ve kapsamındaki eşya üzerinde yapacağı kontroller ve eşyanın muayenesi sonucunda eşyanın sizin beyan ettiğiniz tarife pozisyonunda sınıflandırılmadığını; başka bir tarife pozisyonunda sınıflandırılması gerektiğini tespit edebilir. Bu durumda, belirlenen farklılığın niteliğine göre değişen şekilde işlem yapılır. Bazı farklılıklar için ceza uygulanmazken, bazı farklılıklar için gümrük mevzuatı ile belirlenen farklı cezalar uygulanır. Beyan ve muayene arasındaki farklılıklar, belirli durumlarda kaçakçılıkla mücadele mevzuatı uyarınca işlem yapılmasını gerektirebilir.

Önceki yıllarda gümrük tarife pozisyonu değişen bir maddenin bugün hangi tarifede sınıflandırıldığını ve hangi yıl veya yıllarda nasıl bir değişikliğe uğradığını kolayca bulma imkânınız bulunmaktadır.

 

 

Örneğin; 2006yılında 8525.20 pozisyonu altında sınıflandırılan cep telefonları bu yıl yani 2022yılında 8517.12 altında sınıflandırılmaktadır.

Bu değişikliklerin; 77’si tarım sektörü, 58’i kimya sektörü, 31’i ağaç sektörü, 21’i tekstil sektörü, 27’si metal sektörü, 63’ü makine sektörü, 22’si ulaştırma sektörü ve 52’si diğer sektörlerle ilgili olup, bazı gümrük tarife pozisyonları kaldırılmış, bazı yeni tarife pozisyonları eklenmiş ve bazı tarife pozisyonlarının kapsamı genişletilmiştir.

Yapılan bu değişikliklerle birlikte Türk Gümrük Tarife Cetvelimiz toplam 1.265 tarife pozisyonu ve 5.612 alt tarife pozisyonundan oluşmaktadır.

2022 yılında Türk Gümrük Tarife Cetvelimizde bazı tamamlayıcı değişiklikler de dahil olmak üzere 351 farklı grupta önemli değişiklikler yapılır iken bazı gümrük tarife pozisyonları kaldırılmış, bazı yeni tarife pozisyonları eklenmiş ve bazı tarife pozisyonlarının kapsamı genişletilmiştir.

İşte bu değişiklikler yapılır iken bir önceki yıl yani 2021 yılı içinde alınan bazı belgeler (Yatırım Teşvik Belgesi, Dahilde İşleme İzni, Dahilde İşleme İzin Belgesi vb.) içeriği GTİP’ler korelasyona uğramıştır. Ayrıca CE işaretine tabi değil iken 2022’de tabi olan eşyalar da olmuştur.

Korelasyon fevkalade önem arz etmektedir. Tarife pozisyonlarının kaldırılmış, eklenmiş veya kapsamının genişletilmiş olabileceğini göz önüne alarak; öncelikle eşyamızın GTİP’nin Korelasyona uğrayıp uğramadığını çok iyi kontrol etmemiz, bunu yapar iken İthalat, Ürün Güvenliği ve Denetimi Tebliği Eklerinde yer alan listelere iyi bakmamız, BİLGE Sistemine kontrole göndererek şayet bir sıkıntı yok ise yapmak istediğimiz gümrük rejimlerine tabi tutmamız gerekmektedir. Aksi takdirde istemediğimiz durumlar ile karşılaşabiliriz.

Yazar: Savaş ÖZDOĞAN

 

Kaynakça

4458 Sayılı Gümrük Kanunu,

Gümrük Yönetmeliği,

Türk Gümrük Tarife Cetveli,

Tarifenin Yorum Kuralları,

https://ticaret.gov.tr.

https://tarifemevzuati.com.

https://www.mevzuat.net.

Gümrük İdarelerinde Beyan Edilen İskontoların Dikkate Alınmayarak Ceza Uygulanması

Özet

İskonto tutarlarının gümrük kıymetine ilave edilip edilmeyeceği konusunda birtakım tereddütler bulunmaktadır.

Gümrük İdaresi ile yükümlüler arasında bu konuda açılmış çok sayıda dava vardır.

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 25 inci maddesi çerçevesinde Katma Değer Vergisi matrahı kapsamında iskontolar girmemektedir.

Ticaret Bakanlığına bağlı Gümrükler Genel Müdürlüğünce 2001 tarihinde çıkarılan 38 sayılı İskontolar konulu Genelge’nin günümüz şartlarına uyum sağlayıp sağlamadığı ile yükümlü tarafından ibraz edilen belgelerde gösterilen iskontoların kabul edilebilirliği konusunda süphe hasıl olduğunda uygunluk araştırmasının nasıl yapılmakta olduğu bu Makalemizin konusunu teşkil etmektedir.

Anahtar Kelimeler

Eşyanın kıymeti, matrah, peşin ödeme, miktar iskontosu, risk analizi, peşin ödeme iskontosu, özel iskonto, mutat olmayan iskonto

 

  1. Giriş

Dış ticaret işlemlerinde, dış ticarete konu eşyanın kıymeti önemli bir unsurdur. Bu önem, eşyanın kıymetinin gümrük vergilerinin(KDV dahil) hesaplanmasına esas teşkil eden matrah içerisindeki payından kaynaklanmaktadır.

Eşyanın kıymeti bu kadar önemli olduğunda da kıymete etki eden unsurlar kendiliğinden ön plana çıkmaktadır. Bu konuda üzerinde özelikle durulması gereken unsurlardan en önemlileri ticari iskontolardır.

İskontolar, dış ticarete konu eşyanın satışına ilişkin olarak alıcı ve satıcı arasındaki nihai anlaşmada hassas ve önemli bir etkendir. Bunun nedeni, satıcının, belirli bazı koşulların gerçekleşmiş olması halinde, anılan eşyanın satış fiyatından alıcı lehine yaptığı bir indirimin söz konusu olmasıdır.

İskonto’nun, dış ticarete konu eşyanın satış fiyatı üzerinden alıcı lehine yapılan bir indirim olması ve ithal eşyasının gümrük kıymetinin de, ilgili gümrük vergilerinin hesaplanmasında esas unsur olması hususları dikkate alındığında konunun gümrük işlemleri açısından önemi de kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.

  1. 2001/38 Sayılı ve 14.11.2001 Tarihli Genelge

İskonto tutarlarının gümrük kıymetine ilave edilip edilmeyeceği konusunda birtakım tereddütler ile idare ve yükümlüler arasında davalar var iken Gümrükler Genel Müdürlüğü 2001 yılında sadece İskonto konulu özel bir genelge çıkarmıştır.

2001/38 sayılı ve 14.11.2001 tarihli genelgede peşin ödeme ve miktar iskontolarına yer verilmiştir.

Genelgede;

“1-. 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 24 üncü maddesine göre ithal eşyasının gümrük kıymeti eşyanın satış bedelidir. Satış bedeli, Türkiye'ye ihraç amacıyla yapılan satışta, Gümrük Kanunu’nun 27 ve 28 inci maddelerine göre gerekli düzeltmelerin de yapıldığı fiilen ödenen veya ödenecek fiyattır.

Fiilen ödenen veya ödenecek fiyat, ithal eşyası için alıcının satıcıya veya satıcı yararına yaptığı veya yapması gereken ödemelerin toplamıdır. Bu kapsamda, gerekli koşullara uygunluk sağlayan iskontoların satış bedeli yöntemine göre gümrük kıymetinin tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.

  1. Satış bedeli yöntemine göre ithal eşyasının gümrük kıymetinin tespitinde dikkate alınacak iskontolar "peşin ödeme iskontosu" ve "miktar iskontosu"dur.

Bu konuda, öncelikle yapılan iskontonun peşin ödeme veya miktar iskontosu tanımına girip girmediği, bu çerçevede gerekli koşulları taşıyıp taşımadığı hususlarının incelenmesi gerekmektedir. Bu inceleme sırasında iskonto oranları da gözönünde bulundurulmalıdır.

  1. a) Satışa konu eşyanın sevk edilmesinden önce alıcı tarafından eşya bedelinin ödenmesi uluslararası ticarette "peşin ödeme" olarak tanımlanmaktadır.

"Peşin ödeme iskontosu" ise mal bedelinin peşin ödenmesi nedeniyle alıcıya tanınan bir fiyat indirimidir.

Dolayısıyla, peşin ödeme iskontosu yapıldığı belirtilen işlemlerde, öncelikle ödeme şeklinin ne olduğu araştırılmalı, ithal eşyasının gümrüğe beyanından önce peşin ödeme iskontosunun yapıldığı ve buna göre mal bedeline ilişkin ödemenin de gerçekleştirilmiş bulunduğu tespit edilmelidir.

Ayrıca peşin ödeme iskontosunun ticarette "mutat iskonto" olarak kabul edilen oranlarda ve satıcının bulunduğu ülkede benzeri ticari muamelelerde uygulanan oranlara yakın olması gerekmektedir.

  1. b) "Miktar iskontosu," satıcının alıcıya, belli bir dönem içinde satın aldığı miktara göre fiyattan yaptığı indirimdir. Miktar iskontosu yalnızca satıcının satılan eşya miktarına bağlı olarak önceden belirlenen bir ödeme planına göre fiyat uygulandığı durumlarda söz konusudur.

Bu iskontonun da ticarette mutat olarak kabul edilen oranlarda bulunması ve aynı miktarda mal alan tüm alıcılara uygulanması gerekmektedir.

  1. 1 ve 2 nci maddelerde belirtilen koşulları taşımayan, alıcı ile satıcının kişisel ilişkilerinden kaynaklanan özel iskontolar ile mutat olmayan miktardaki iskontolar eşyanın gümrük kıymetini azaltıcı bir unsur olarak kabul edilmez...”

hususlarına yer verilmiştir.

  1. Eşyanın Gümrük Kıymeti

4458 sayılı Kanunu’nun 24. maddesine göre ithal eşyasının gümrük kıymeti, eşyanın satış bedelidir. Satış bedeli, Türkiye'ye ihraç amacıyla yapılan satışta 27 ve 28. maddelere göre gerekli düzeltmelerin de yapıldığı, fiilen ödenen veya ödenecek fiyattır.

Fiilen ödenen veya ödenecek fiyat, ithal eşyası için alıcının, satıcıya veya satıcı yararına yaptığı veya yapması gereken ödemelerin toplamıdır. Bu fiyat, ithal eşyasının satış koşulu olarak, alıcının satıcıya veya satıcının bir yükümlülüğünü karşılamak üzere üçüncü bir kişiye yaptığı veya yapacağı tüm ödemeleri kapsar. 24. madde hükümlerine göre gümrük kıymeti belirlenirken, ithal eşyasının fiilen ödenen veya ödenecek fiyatına 27. maddede belirtilen ilaveler yapılır.

Gümrük Kanunu’nun 24. maddesi hükümlerine göre belirlenemeyen gümrük kıymeti, Kanun’un 25. maddesinde belirtilen diğer yöntemlerin sırasıyla uygulanması suretiyle belirlenir. 25.madde hükümlerine göre belirlenemeyen gümrük kıymeti, Kanun’un 26. maddesinde belirtilen hükümlere göre belirlenir. 24, 25 ve 26. madde hükümlerine göre belirlenemeyen ithal eşyasının gümrük kıymeti ise, Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT)’ın VII’ncı Maddesi, Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşmasının VII. Maddesinin Uygu-

lanmasına İlişkin Anlaşma, Bu Anlaşmaya göre oluşturulan Gümrük Kıymeti Teknik Komitesi’nin Kararları, Gümrük Kıymeti Yorum Notları, Gümrük Kanunu ve Gümrük Yönetmeliği’nin eşyanın gümrük kıymetine ilişkin diğer hükümleri ile bu hükümlere uygun prensip ve yöntemlerle ve Türkiye’de mevcut veriler esas alınarak belirlenir.

  1. Peşin Ödeme İskontosu

Dış ticarete konu eşya bedelinin, eşyanın sevkinden önce alıcı tarafından ödenmiş olmasını “Peşin Ödeme” olarak tanımlayabiliriz. Nitekim, peşin ödeme iskontosu da, mal bedelinin peşin ödenmesi nedeniyle alıcıya uygulanan bir indirimdir.

Peşin ödeme iskontosunun, eşyanın gümrük kıymetinin belirlenmesinde dikkate alınması ve gümrük vergilerinin hesaplanmasına esas teşkil eden matrah içerisinde değerlendirilmemesi için aşağıda belirtilen koşulların varlığı şart ve gereklidir.

  • Peşin ödeme iskontosu, ithal eşyasının gümrüğe beyanından önce yapılmış olmalıdır.
  • -İskonto faturada yer almalıdır.
  • Mal bedeli, eşyanın sevkinden önce ödenmiş olmalıdır.
  • Peşin ödeme iskontosu, mutat ve satıcının bulunduğu ülkede benzeri ticari işlemlerde uygulanan oranlarda olmalıdır.
  • İskonto, alıcı ile satıcı arasındaki özel ilişkilerden kaynaklanmış olmamalıdır.
  1. Miktar İskontosu

Satıcının, alıcıya, belli bir dönem içinde satın aldığı miktara göre eşya fiyatından yaptığı indirim olarak tanımlayabileceğimiz “Miktar İskontosu”, gümrük işlemleri çerçevesinde, satıcının satılan eşya miktarına bağlı olarak, basamaklı bir şekilde belirlediği satış planına uygun olarak alıcıya uyguladığı bir indirim olmalıdır.

  • Miktar iskontosunun eşyanın gümrük kıymetinin belirlenmesinde dikkate alınması ve gümrük vergilerinin hesaplanmasına esas teşkil eden matrah içerisinde değerlendirilmemesi diğer bir ifade ile gümrük kıymetine dahil edilmemesi için aşağıda yazılı koşulların varlığı gerekmektedir.
  • -İskonto faturada yer almalıdır.
  • İskonto ticarette mutat kabul edilen oranlar içinde olmalıdır.
  • Miktar iskontosu aynı miktarda mal alan bütün alıcılara uygulanabilir olmalıdır.
  • İskonto alıcı ile satıcı arasındaki özel ilişkilerden kaynaklanmamış olmalıdır.
  • -Satıcı satılan eşya miktarına bağlı olarak belli bir şemaya göre fiyat uygulamalıdır.

Dikkate alınması gereken diğer bir konu da, söz konusu iskontonun ithalattan önce yapılmış olması gereğidir.

  1. İskontoların Katma Değer Vergisi Yönünden Durumu

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 25. maddesine göre; aşağıda belirtilen unsurlar KDV’nin matrahına dâhil değildir. 3065 sayılı Kanun’un 25/a.maddesi ile teslim ve hizmet işlemlerine ilişkin olarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen ticari teamüllere uygun miktardaki iskontoların, KDV matrahına dâhil olmadığı hükme bağlanmıştır.

Buna göre, faturanın düzenlenmesini gerekli kılan mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak yapılan iskonto, aynı faturada yer alması ve ticari teamüllere uygun miktarda olması şartlarına bağlı olarak KDV matrahına dahil edilmez.

İskontoların KDV matrahına dâhil edilmemesi için aşağıdaki şartların bulunması gerekmektedir:

1) Söz konusu iskontolar mal teslimi veya hizmet ifasının gerçekleştirildiği tarihte yapılmış ve fatura veya benzeri vesikalarda gösterilmiş olmalıdır.

2) İskontolar ticari teamüllere uygun miktarda olmalıdır.

Bu iki şartın bir arada bulunmaması halinde iskontoların matrahtan indirilmesine imkân bulunmamakta, yani KDV tahsili gerekmektedir. İskontoların KDV matrahına dahil edilmemesi için mutlak

suretle, mal teslimi ve hizmet ifasına ilişkin olarak düzenlenen fatura veya benzeri belgelerde ayrıca gösterilmesi gerekir. Vergiyi doğuran işleme (mal teslimi ve hizmet ifası) ilişkin olarak düzenlenen fatura veya benzeri belgelerde gösterilmeyip, sonradan ya da yılsonlarında bazı şartların gerçekleşmesine bağlı olarak (örneğin belli bir cironun aşılması, bedelin vadeden önce ödenmesi vb.) yapılan veyahut ticari teamülleri aşan bir miktarda iskonto yapılması hallerinde, bu iskontoların KDV matrahından indirilmesi mümkün değildir.

6.1. Ayni İskontolar

Uygulamada ayni iskontolar; bedelsiz mal/eşya verilmesi ve bedelden indirim olmak üzere iki şekilde gerçekleştirilmektedir.

6.1.1. Bedelsiz Mal/Eşya Verilmesi Şeklinde Gerçekleştirilen Ayni İskontolar

Doğrudan bedelsiz mal/eşya verilmesi suretiyle yapılan ayni iskontolar KDV’ye tabi bulunmaktadır. Bedelsiz mal verilmesi şeklinde gerçekleştirilen ayni iskontolar, fatura veya benzeri belgelerde ayrıca gösterilse dahi, KDV Kanunu’nun 3/a maddesine göre vergiye tabidir. Bu şekilde gerçekleştirilen ayni iskontolarda verginin, bedelsiz verilen mal da dahil toplam/kümülatif bedel üzerinden hesaplanması gerekir.

6.1.2. Bedelden İndirim Şeklinde Gerçekleştirilen Ayni İskontolar

Doğrudan bedelsiz mal verilmesi şeklinde değil, bedelsiz verilecek malın be­delinin satış bedelinden indirilmesi şeklinde gerçekleştirilen ayni iskontolar, faturada ayrıca gösterilmeleri ve ticari teamüllere uygun miktarda olmaları şartıyla KDV matrahına dahil olmayacaktır.

6.2. Bedeli Bir Tarifeye Göre veya Serbest Meslek Faaliyetleri İçin İlgili Meslek Teşekküllerince Tespit Edilmiş Bir Tarifeye Göre Belirlenen Hizmet Bedellerine Uygulanan İskontolar

Bedeli bir tarifeye göre tespit edilen veya serbest meslek faaliyetleri için ilgili meslek teşekküllerince tespit edilmiş bir tarife varsa, hizmetin bedeli, bu tarifede gösterilen ücretten düşük olamaz. Yani tespit edilen tarife ücreti üzerinden iskonto düşülemez (KDV matrahı, tespit edilen tarife ücretinden az olamaz).

6.3. Küsurat Giderme Amacıyla Yapılan İskontolar

Taraflar (mükellefler), fatura bedeli ve KDV’nin küsüratsız olmasını sağlayabilmek için, küsüratı giderecek miktarda indirimde bulunabilirler. Bu şekilde yapılacak bir iskontonun KDV matrahından düşülebilmesi için iskontonun faturada ayrıca gösterilmesi ve ticari teamüllere uygun olması gerekmektedir. Küsüratı giderici iskontonun, KDV hesaplandıktan sonra, vergi dahil toplam bedelden indirim suretiyle gerçekleştirilmesi KDV Kanunu’nun 25. maddesine uygun değildir. Bu nedenle, iskonto tutarının, küsüratı önleyecek şekilde belirlenerek KDV hariç satış bedelinden indirilmesi ve KDV’nin bu şekilde tespit edilecek bedel üzerinden hesaplanması gerekir.

6.4. Belli Bir Dönem Sonunda veya Ciro Aşıldığında Yapılan İskontolar

Hazine ve Maliye Bakanlığı, mal ve hizmet ithalatları nedeniyle yurt dışında yerleşik satıcı firmalar tarafından Türkiye’deki alıcı firmalara ciro primi (iskontosu) adı altında yapılan ödemeleri -(ki bu ödemeler genellikle fiyat indirimi şeklinde gerçekleşmekte)- Katma Değer Vergisi’ne tabi tutmaktadır.

Bu tür iskontolar doğrudan satılan malla ilgili değildir. Burada söz konusu olan iskonto, firmanın yaptığı ek bir çalışmanın ya da çabanın sonucu olarak doğmaktadır. Dolayısıyla yapılan iş, satıcı firmaya verilen bir hizmettir. Satıcı firma ile alıcı firma arasında düzenlenen yazılı veya sözlü bir sözleşmeye göre, alıcı firma sözleşmenin hükümlerine uygun olarak belli bir çabayı göstermiştir ki, (belli bir hizmeti vermiştir ki) ek ödemeye yani iskontoya hak kazanmıştır.

Danıştay 11.Dairesi’nin 15.05.1996 tarihli Kararında özetle: “Yıl sonunda yapılan iskontolar, mal ve hizmet satışı ile ilgili olmayıp, teşvik amacıyla yapıldığından, KDV’ye tabi olmayacaktır” denilmektedir.

  1. İskontolarda Şüphe Hasıl Olduğunda Uygunluk Araştırması Yapılması

2001/38 sayılı ve 14.11.2001 tarihli genelgede ayrıca;

Yükümlü tarafından ibraz edilen belgelerde gösterilen iskontoların kabul edilebilirliği konusunda şüphe hasıl olduğunda 2000/13 sayılı 8.2.2000 tarihli Genelgede belirtilen esaslar çerçevesinde yükümlüden ek bilgi ve belge istenilerek, uygunluk araştırması yapılacaktır denilmektedir.

Yapılan incelememizde 2000/13 sayılı Genelge’nin 2006 yılında 6 sayılı genelge ile yürürlükten kaldırılmış olduğu, 2006/6 sayılı genelgenin ise 2012 yılında 1 sayılı genelge yürürlükten kaldırılmış bulunduğu ve en nihayet 2012/1 sayılı genelgenin 1 nci ve 8 nci maddeleri ile Ek-3 ün yürürlükten 2012/29 sayılı genelgesiyle kaldırılmış olduğu anlaşılmıştır.

  1. 2012/1 Sayılı ve 16.02.2012 Tarihli Genelge

AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünün 2012/1 sayılı ve 16.02.2012 tarihli genelgesi yurt dışı taleplerin nasıl yapılacağına ilişkindir.

Halen iskonto ile ilgili olarak 16.02.2012 tarihli ve 2012/1 sayılı genelge (1 nci ve 8 nci maddeleri ile Ek-3 yürürlükten kalkmış) yürürlükte görülmektedir.

Yurt dışı bilgi talebi konulu bu genelge incelendiğinde artık iskonto ile ilgili özel bir genelge olmaktan çok kıymet tereddütlerinde yurt dışı sorgularının yapılma şekil ve şartlarının yer aldığı görülecektir.

 

  1. 2012/29 Sayılı Kıymet Genelgesi

Bu Genelge Kıymet araştırmasının nasıl ve ne şekilde yapılacağını açıklayan önemli bir Genelgedir.

Genelge’deki konular şu şekilde sıralanabilir.

9.1. Gümrük Kıymetinin Araştırılması

Gümrük Yönetmeliğinin 44 üncü maddesinin beşinci fıkrası uyarınca, beyan edilen gümrük kıymetinin gerçekliği veya doğruluğu konusunda şüpheye düşülmesi halinde, gümrük idarelerince yükümlülerden ilave bilgi ve belge talep edilmesi de dahil olmak üzere, konunun incelenmesi ve araştırılması neticesinde şüpheye sebebiyet veren hususlar giderilmediği takdirde eşyanın gümrük kıymeti satış bedeli yöntemine göre tespit edilemeyecektir. Bu durumda, ithal eşyasının beyan edilen kıymetinin gerçeklik ve doğruluğunun tespit edilebilmesi için aşağıda belirtilen koşulların karşılanması durumunda yurt dışı kıymet araştırmasına gidilebilecektir.

9.2. Kıymet Araştırmasına Yönelik Ön İnceleme Yapılması

Bu kapsamda ilk olarak, gümrük kıymeti araştırılacak eşya ile ilgili aynı veya benzer eşyanın gümrük kıymeti tespit edilecektir. Aynı veya benzer eşya kıymetlerine ilişkin araştırmalarda öncelikle Gümrük Veri Ambarı Sistemi (GÜVAS)’nde yer alan Kıymet Veri Tabanı kullanılacaktır. Araştırmada tespit edilen beyannameler içerisinde gerekli görülenlere ilişkin fatura bilgileri ve örneklerinin Bölge Müdürlükleri kanalıyla ilgili idareden talep edilmesi ve konunun elde edilen bilgiler çerçevesinde ilgili İdarece değerlendirilerek sonuçlandırılması gerekmektedir. Bununla birlikte, inceleme sırasında veri tabanında sorgulamanın GTİP bazında yapılabildiği durumlarda, bir GTİP’in birden fazla eşyayı içermesi durumunda, eşyaların kalite, marka ve sair farklılıklarının da eşyanın kıymetini değiştirmesi söz konusu olduğundan, aynı GTİP için farklı kıymetler elde edilmesi mümkündür. Bu nedenle, ilgili beyanname ve faturalar temin edilerek bir değerlendirme yapılması gerekmektedir. İkinci olarak, ithal edilen eşyaya ilişkin banka transferlerinin ilgili bankadan sorularak teyit edilmesi gerekmektedir.

9.3. Risk Analizlerinin Yapılması

Kıymet araştırmasına yönelik yapılan ön incelemenin tamamlanmasından sonra kıymet araştırmasına gidilebilmesi için aşağıda belirtilen koşulların, kıymeti araştırılacak eşya için geçerli olması gereklidir.

9.3.1. Kıymet araştırmasına gidilecek eşyanın kıymetinin düşük olmasına yönelik ekonomik gerekçeler bulunmalı (eşyanın yüksek gümrük vergisine veya özel tüketim vergisine tabi olması gibi) ve aynı veya benzer eşyanın gümrük kıymetinin beyan edilen eşyanın gümrük kıymetinden en az %10 oranında yüksek olmalıdır. Vergilerin tecil ve terkine tabi tutulması veya vergiyi doğuran olayın eşyanın ilk iktisabında gerçekleşmesi (otomobil ithalatlarında olduğu üzere) durumunda da ekonomik gerekçenin gerçekleştiği varsayılacaktır.

9.3.2. Beyan edilen eşyanın katma değer vergisi dışında diğer ithalat vergilerine tabi olması gerekir. Kıymet araştırmasına gidilmesi için KDV tek başına yeterli sebep değildir. Bununla birlikte, sadece KDV yönünden kıymet araştırmasına gidilebilmesi için, beyan edilen eşya kıymetinin gerçeği yansıtmadığına ilişkin ciddi şüphe veya emarelerin bulunması gerekir.

9.3.3. Beyan edilen eşyanın ithalatta gözetim uygulanmasına ilişkin tebliğler uyarınca gözetim belgesine tabi olması veya beyan edilen kıymetin gözetime ilişkin tebliğlerde belirtilen kıymetlerden yüksek olması durumunda kıymet araştırmasına gidilmemesi esastır. Ancak, ciddi şüphe ve emarelerin bulunması ve bu durumun araştırma talebinde açıkça belirtilmesi durumunda kıymet araştırmasına gidilebilecektir. Gözetim belgesine tabi eşya için beyan edilen kıymet ile ilgili olarak gümrük idarelerine itirazda bulunulması ve eşyanın fatura da kayıtlı tutarın (yurtdışı diğer giderler adı altında beyan edilen tutar dahil) gözetim için belirlenen fiyattan düşük olması halinde de kıymet araştırmasına gidilebilir.

9.4. Yurt Dışı Kıymet Araştırmasına Yönelik Yapılacak İşlemler

Yukarıda belirtilen şartlardan birinin varlığının tespiti durumunda, kıymet araştırmasına gidilebilmesi için aşağıdaki işlemler yapılacaktır.

9.4.1. Yükümlüden ilave bilgi ve belge istenilmesi: Gümrük İdaresince, Ek-1’de örneği yer alan ve asgari hangi bilgileri içereceği belirtilen yazı, beyan sahibine tebliğ edilir. Bu talep yazısında, istenilen ilave ispatlayıcı belgeler ve/veya kıymet konusunda açıklanması istenilen hususlar açıkça belirtilir.

9.4.2. Yükümlüye verilecek süre: Yapılacak tebligatta 45 gün cevap süresi verilir. Sürenin bitiminden önce beyan sahibince yazılı ve gerekçeli talepte bulunulması durumunda 45 günü aşmamak kaydıyla ek süre verilir.

9.4.3. Kıymet incelenmesi sonuçlanmadan eşyanın çekilmek istenmesi: Eşya gümrüğün gözetimi altındayken yükümlü tarafından çekilmek isteniyorsa, Gümrük Yönetmeliği’nin 587 nci maddesinde belirtilen koşullarla talep kabul edilir.

9.4.4. İlave bilgi-belge talebinin karşılanması ve ibraz edilen bilgi-belgelerin uygun bulunması: İbraz edilen bilgi ve belgeler, kabul edilebilir nitelikte ve beyan edilen kıymetin fiilen ödenen veya ödenecek fiyat olduğunu kesin olarak ortaya koyuyorsa, gümrük kıymeti satış bedeli yöntemine göre tespit edilir.

9.4.5. İlave bilgi-belge talebinin karşılanmaması: Süresi içinde ilave bilgi-belge talebinin karşılanmaması durumunda, beyan edilen gümrük kıymetinin gerçeklik ve doğruluğunun ispatlanamaması, Gümrük Kanunu’nun 65 inci maddesinin birinci fıkrası çerçevesinde talep edilen bilgilerin sunulmaması ve Kıymet Bildirim Formunun “Taahhütname” bölümünde belirtilen taahhüde uyulmadığı gerekçeleriyle beyan reddedilerek kıymet araştırmasına gidilir. Ancak, İdarece bu çerçevede kıymet araştırmasına gidilmeden önce söz konusu belgelerin sunulması halinde, bu belgeler süresi içinde sunulan bilgi-belgeler gibi değerlendirmeye alınacaktır.

9.4.6. İbraz edilen bilgi ve belgeler uygun ve yeterli bulunmaması: Verilen bilgi ve belgeler kabul edilebilir nitelikte değil ve/veya fiilen ödenen veya ödenecek fiyatın belirlenmesine imkan sağlamıyor ya da beyan edilen kıymetin doğruluğunu ispat için yeterli değil ise; kabul edilmeme veya yeterli bulunmama gerekçeleri açıkça ifade edilerek beyan reddedilir ve bu genelgedeki esaslar çerçevesinde kıymet araştırmasına gidilir.

9.4.7. Yurt dışı kıymet araştırması ve Bölge Müdürlüğünce Yapılacak İnceleme Yurt dışı kıymet araştırmasına gidilmesi durumunda, idarece “Yurt Dışına Gönderilecek Bilgi Talep Formu” düzenlenerek Bölge Müdürlüğüne gönderilir. Mezkur formun “II-Bilgi talebenin nedeni” bölümünde, kıymet araştırmasına gidilmesine ilişkin ekonomik gerekçeler, aynı veya benzer eşyaya ilişkin beyannamenin sayı ve tarihleri, aynı veya benzer eşyanın gümrük kıymeti, aynı veya benzer eşyanın hangi oranda beyan edilen kıymetten yüksek olduğu, bankalar nezdinde yapılan araştırma sonucu ve varsa ciddi şüphe ve emareler açıkça belirtilir. Söz konusu hususların açıkça belirtilmediği durumlarda Bölge Müdürlüğü’nce araştırma talebi resen reddedilir. Bölge Müdürlüğünce yapılan inceleme sonucunda, araştırma yapılmasına gerek bulunur ise mütalaasıyla birlikte Bakanlığa (AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü) gönderilir. Aksi halde, yapılacak işlem gümrük idaresine bildirilir. Beyana göre hesaplanan vergiler toplamı 5.000 TL’yi aşmayan eşya için yurt dışından bilgi talebinde bulunulmaz. Ancak, araştırma konusu eşyanın birden fazla beyanname ile ithal edildiği durumlarda, hesaplamada bunlar toplu olarak dikkate alınır.

9.4.8. Yurt dışı araştırması sonucuna göre yapılacak işlem: Yurt dışı Araştırması sonucunda;

  1. a) Yükümlü tarafından beyan edilen kıymetin gerçek ve doğru olduğu tespit edilirse, bu çerçevede gerekli işlemler yapılır.
  2. b) Alınan yanıtta ilgili ülke tarafından talebin karşılanamayacağı ya da bilgi bulunamadığı bildirilmiş ise, gümrük idaresince mevcut verilere göre değerlendirme yapılır.
  3. c) Beyan edilen kıymetin gerçek veya doğru olmadığı tespit edilir ise, ilgilendirdiği yönüyle Gümrük Kanunu, 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ve 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümleri çerçevesinde gerekli adli ve idari işlemler yapılarak sonucundan ilgili belge suretleri ile birlikte Bakanlığa (Risk Yönetimi ve Kontrol Genel Müdürlüğü) bilgi verilir. Beyana göre yapılan tahakkuklar ile idarece tahakkuk ettirilen vergiler arasındaki farkın, yükümlüsünce Gümrük Yönetmeliği’nin 587 nci maddesinde belirtildiği şekilde teminata bağlanarak eşyanın çekilmesi veya referans/veri kıymetler göz önünde bulundurularak teminat alınması durumlarında, talepte bulunulduğu tarihten itibaren bir yıl içerisinde Yurt Dışı Araştırmasının sonuçlanmaması halinde, gümrük idaresinde mevcut verilere göre değerlendirme yapılır ve işlem sonuçlandırılır. Bu süreden sonra cevaplar çerçevesinde vergi farkı ortaya çıkan hallerde, gerekli işlemler yerine getirilir. Gerek yurt dışı araştırması sonucunda talebin karşılanamayacağının veya bilgi bulunmadığının bildirilmesi, gerekse bir yıllık sürenin geçmesi nedeniyle mevcut verilere göre değerlendirme yapılacak olması durumlarında; öncelikle beyanın kabul edilip edilmeyeceği hususunda bir değerlendirme yapılır. Bu değerlendirmede; yükümlüden temin edilen bilgi ve belgeler (beyanname ve ekleri ile varsa ilave bilgi-belgeler), Bakanlıktan bildirilen veriler, varsa benzer konulara ilişkin denetim raporları, ithal tarihinden sonraki süreç de dahil olmak üzere aynı ve benzer eşya ithalatlarında tespit edilen kıymetle, GÜVAS’tan temin edilen bilgiler gibi konuya ilişkin tüm bilgiler dikkate alınır. Yapılan değerlendirme sonucunda beyanın kabul edilmesi gerektiği sonucuna varılırsa, işlemler buna göre sonuçlandırılır. Aksi durumda, Gümrük Kanun’un 24 üncü maddesinin (a), (b), (c), ve (d) bentlerinde belirtilen koşullarının varlığı halinde eşyanın gümrük kıymeti, gümrük kıymetinin belirlenmesine ilişkin esaslar çerçevesinde tespit edilir. Söz konusu koşulların bulunmaması durumunda, kıymet araştırması temin edilen verilere göre sonuçlandırılır.

hususlarına yer verilmektedir.

20.10.2020 Tarihli Kıymet Araştırma Çalışması

Gümrük Kanunu’nda eşyanın kıymeti konusu 23-31 nci maddelerde ve Gümrük Yönetmeliğinde 43-57 nci maddelerde ayrıntılı olarak ele alınmıştır.

Kıymet ve beyan edilen kıymetin araştırılması konusunda Ticaret Bakanlığımızın ilgili Genel Müdürlüklerince bugüne değin değişik tarihlerde Tebliğ, Genelge ve tasarruflu yazılar çıkarılmıştır.

GGM yayınlamış olduğu 20.10.2020 tarihli ve 58341131 sayılı yazısıyla kıymet araştırması çalışmaları konusunda Bölge Müdürlüklerine talimat vermiştir.

BİLGE Sisteminde belirlenen bir kısım eşya için risk bazlı kıymet araştırmasının devreye alınmış olduğu bildirilmiştir.

Uygulamaya tüm Gümrük İdarelerinde geçilmiştir.

Bu bağlamda gelen uyarı mesajı sonrasında teminatın alınması ve kıymet araştırmasına 2012/ 29 sayılı Genelge hükümlerine göre geçilecektir.

Bu bağlamda “belirlenen bir kısım eşyanın” ne olduğu konusu bilinmemektedir.

Ancak;

  • Referans kıymet uygulamasına tabi eşyalar (muz vb.) Kıymet Veri Bankasında yayınlanmaktadır. Bu tür referans kıymete tabi eşyalar,
  • Müfettişlerin yazdığı Cevaplı Raporlar ve Soruşturma Raporlara konu eşyalar,
  • GGM ve RYTDSGM tarafından Bölge Müdürlüklerine bildirilen eşyalar,
  • Kıymet esaslı Gözetime tabi eşyalar,
  • Bölge Müdürlükleri nezdinde faaliyet gösteren Risk Şubelerince yapılan araştırmalar sonucunda tespit edilen eşyalar,
  • 5607 Sayılı Kanun kapsamında yapılan soruşturmalara konu eşyalar,
  • Yüksek vergisi nedeniyle kaçakçılık yapılma imkanı olan yüksek riskli eşyalar,

olabileceği tahmin edilmektedir.

Öte yandan 20.10.2020 tarihli yazıda; “.Risk bazlı kıymet araştırması çalışması kapsamında olan veya olmayan herhangi bir eşyanın kıymetinden şüphe edilmesi halinde, sistem uyarısı beklenilmeksizin 2012/29 sayılı Genelge gereğince gümrük idaresince gerekli işlemler yerine getirilmeye devam edilecektir.

Hükmü ve Gümrük Yönetmeliği’nin 44/5 nci fıkrasında yer alan;

“.Beyan edilen gümrük kıymetinin gerçekliği veya doğruluğu konusunda şüpheye düşülmesi halinde, gümrük idarelerince yükümlülerden ilave bilgi ve belge talep edilmesi de dahil olmak üzere, konunun incelenmesi ve araştırılması neticesinde şüpheye sebebiyet veren hususlarda gümrük idaresinin makul şüpheleri giderilmediği ..”

Hükmü uyarınca Gümrük İdaresi eşyanın kıymetinden her zaman şüphe edebilir.

Ayrıca kıymet beyanları 4458 Sayılı Gümrük Kanunu’nun 10 uncu ve 73 üncü maddeleri hükümlerine dayanılarak düzenlenen Sonradan Kontrol ve Riskli İşlemlerin Kontrolü Yönetmeliği hükümlerine Bakanlık Denetim elemanları ve İdare tarafından Sonradan Kontrol İşlemlerine tabi tutulmaktadır.

İhracatta kıymet araştırmasında ise 2018/23 Sayılı Genelge hükümlerine göre işlem yapılmaktadır.

Kıymet ihtilaflarında Gümrük Kanunu’na göre idari para cezası, Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa göre adli para cezası ile hapis cezası ve TCK’daki evrakta sahtekarlık fiilleri söz konusu olabilmektedir.

Genelde kıymet mevzuatını hataen takip edememe nedeniyle mükelleflere idare tarafından kıymet araştırması yapılabilmektedir.

Ancak kasten ve hiç vergi vermemek yada eksik vergi vermeye yönelik olarak da idare gerekeni yapma durumunda kalmaktadır.

Genelde noksan kıymetler beyan aşamasında eşya cinsi, miktarı, adedi, ve tarifesinden kaynaklanmaktadır.

Beyan aşamasında ise düşük kıymetle beyan söz konusu olmaktadır.

Bu durumda kıymet araştırmasına gidilmekte, eksik vergilerin yanında idari yaptırım uygulanmaktadır.

Teminat alımı yanında numune bırakma veya eşyaya el koyma söz konusu olabilmektedir.

Kıymet konusunda en önemli husus hizmet verilen firmanın ithale ve ihracata ilişkin kıymet ile ilgili evrak ve belgelerini doğru olarak ibraz etmesidir.

Son dönemde menşe esaslı ticaret politikası yanında İGV ve EMY gibi ek mali yükümlülüklerinde uygulanmaya konulması ile kıymet konusu daha da önemli hale gelmiştir.

  1. İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneğinin 21.03.2018 Tarihli Yazısı

21.03.2018 tarihine gelindiğinde İGMD tarafından Genel Müdürlüğe faturalarda iskonto bedellerinin beyanı konusunda yazı yazma gereği ortaya çıkmıştır.

Çünkü Gümrük İdarelerince yükümlü beyanlarında iskonto beyanı yapılmasına ve faturalarda gösterilmesine karşın Gümrük İdarelerinde beyan edilen iskontoların dikkate alınmayarak ceza uygulandığı iletilerek, 2001/38 sayılı genelgenin günümüz şartlarına göre güncellenmesi ya da bu konuda tasarruflu bir yazı çıkarılması talep edilmiştir.

Gümrükler Genel Müdürlüğü 10.04.2018 tarihinde Derneğe vermiş olduğu yazıda mevzuat çalışmalarında değerlendirilmek üzere not alındığını bildirmiştir.

  1. Sonuç ve Değerlendirme

İskonto tutarlarının gümrük kıymetine ilave edilip edilmeyeceği konusunda birtakım tereddütler ile idare ve yükümlüler arasında davalar var iken Gümrükler Genel Müdürlüğü 2001 yılında sadece İskonto konulu özel bir genelge çıkarmıştır.

2001/38 sayılı ve 14.11.2001 tarihli genelgede peşin ödeme ve miktar iskontolarına yer verilmiştir.

Genelgede; “..1.4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 24 üncü maddesine göre ithal eşyasının gümrük kıymeti eşyanın satış bedelidir. Satış bedeli, Türkiye'ye ihraç amacıyla yapılan satışta, Gümrük Kanunu’nun 27 ve 28 inci maddelerine göre gerekli düzeltmelerin de yapıldığı fiilen ödenen veya ödenecek fiyattır.

Fiilen ödenen veya ödenecek fiyat, ithal eşyası için alıcının satıcıya veya satıcı yararına yaptığı veya yapması gereken ödemelerin toplamıdır.Bu kapsamda, gerekli koşullara uygunluk sağlayan iskontoların satış bedeli yöntemine göre gümrük kıymetinin tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.

  1. Satış bedeli yöntemine göre ithal eşyasının gümrük kıymetinin tespitinde dikkate alınacak iskontolar "peşin ödeme iskontosu" ve "miktar iskontosu"dur.

Bu konuda, öncelikle yapılan iskontonun peşin ödeme veya miktar iskontosu tanımına girip girmediği, bu çerçevede gerekli koşulları taşıyıp taşımadığı hususlarının incelenmesi gerekmektedir. Bu inceleme sırasında iskonto oranları da gözönünde bulundurulmalıdır.

  1. a) Satışa konu eşyanın sevk edilmesinden önce alıcı tarafından eşya bedelinin ödenmesi uluslararası ticarette "peşin ödeme" olarak tanımlanmaktadır.

"Peşin ödeme iskontosu" ise mal bedelinin peşin ödenmesi nedeniyle alıcıya tanınan bir fiyat indirimidir.

Dolayısıyla, peşin ödeme iskontosu yapıldığı belirtilen işlemlerde, öncelikle ödeme şeklinin ne olduğu araştırılmalı, ithal eşyasının gümrüğe beyanından önce peşin ödeme iskontosunun yapıldığı ve buna göre mal bedeline ilişkin ödemenin de gerçekleştirilmiş bulunduğu tespit edilmelidir.

Ayrıca peşin ödeme iskontosunun ticarette "mutat iskonto" olarak kabul edilen oranlarda ve satıcının bulunduğu ülkede benzeri ticari muamelelerde uygulanan oranlara yakın olması gerekmektedir.

  1. b) "Miktar iskontosu," satıcının alıcıya, belli bir dönem içinde satın aldığı miktara göre fiyattan yaptığı indirimdir. Miktar iskontosu yalnızca satıcının satılan eşya miktarına bağlı olarak önceden belirlenen bir ödeme planına göre fiyat uygulandığı durumlarda söz konusudur.

Bu iskontonun da ticarette mutat olarak kabul edilen oranlarda bulunması ve aynı miktarda mal alan tüm alıcılara uygulanması gerekmektedir.

  1. 1 ve 2 nci maddelerde belirtilen koşulları taşımayan, alıcı ile satıcının kişisel ilişkilerinden kaynaklanan özel iskontolar ile mutat olmayan miktardaki iskontolar eşyanın gümrük kıymetini azaltıcı bir unsur olarak kabul edilmez...”

hususlarına yer verilmiştir.

Konu incelendiğinde;

Peşin Ödeme İskontosu;

Dış ticarete konu eşya bedelinin, eşyanın sevkinden önce alıcı tarafından ödenmiş olmasını “Peşin Ödeme” olarak tanımlayabiliriz. Nitekim, peşin ödeme iskontosu da, mal bedelinin peşin ödenmesi nedeniyle alıcıya uygulanan bir indirimdir.

Peşin ödeme iskontosunun, eşyanın gümrük kıymetinin belirlenmesinde dikkate alınması ve gümrük vergilerinin hesaplanmasına esas teşkil eden matrah içerisinde değerlendirilmemesi için aşağıda belirtilen koşulların varlığı şart ve gereklidir.

  • Peşin ödeme iskontosu, ithal eşyasının gümrüğe beyanından önce yapılmış olmalıdır.
  • İskonto faturada yer almalıdır.
  • Mal bedeli, eşyanın sevkinden önce ödenmiş olmalıdır.
  • Peşin ödeme iskontosu, mutat ve satıcının bulunduğu ülkede benzeri ticari işlemlerde uygulanan oranlarda olmalıdır.
  • İskonto, alıcı ile satıcı arasındaki özel ilişkilerden kaynaklanmış olmamalıdır.

Miktar iskontosu;

Satıcının, alıcıya, belli bir dönem içinde satın aldığı miktara göre eşya fiyatından yaptığı indirim olarak tanımlayabileceğimiz “Miktar İskontosu”, gümrük işlemleri çerçevesinde, satıcının satılan eşya miktarına bağlı olarak, basamaklı bir şekilde belirlediği satış planına uygun olarak alıcıya uyguladığı bir indirim olmalıdır.

Miktar iskontosunun eşyanın gümrük kıymetinin belirlenmesinde dikkate alınması ve gümrük vergilerinin hesaplanmasına esas teşkil eden matrah içerisinde değerlendirilmemesi diğer bir ifade ile gümrük kıymetine dahil edilmemesi için aşağıda yazılı koşulların varlığı gerekmektedir.

  • İskonto faturada yer almalıdır.
  • İskonto ticarette mutat kabul edilen oranlar içinde olmalıdır.
  • Miktar iskontosu aynı miktarda mal alan bütün alıcılara uygulanabilir olmalıdır.
  • İskonto alıcı ile satıcı arasındaki özel ilişkilerden kaynaklanmamış olmalıdır.
  • Satıcı satılan eşya miktarına bağlı olarak belli bir şemaya göre fiyat uygulamalıdır.

Dikkate alınması gereken diğer bir konu da, söz konusu iskontonun ithalattan önce yapılmış olması gereğidir.

Söz konusu koşulları taşıyan iskontolar, dış ticarete konu eşyanın gümrük kıymetine dahil edilmeyecektir. Keza, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 25 inci maddesi çerçevesinde Katma Değer Vergisi matrahı kapsamında da yer almayacaktır.

Belirtilen koşulları taşımayan, alıcı ile satıcının kişisel ilişkilerinden kaynaklanan özel iskontolar ile mutat olmayan miktardaki iskontolar ise, ilgili eşyanın gümrük kıymetinden yapılabilecek bir indirime konu olamayacaklardır.

İskontolara yönelik olarak yapılacak tespitte esas alınacak temel belgeler ise, fatura ve satış sözleşmeleri olacaktır.

2001/38 sayılı ve 14.11.2001 tarihli genelgede ayrıca; yükümlü tarafından ibraz edilen belgelerde gösterilen iskontoların kabul edilebilirliği konusunda şüphe hasıl olduğunda 2000/13 sayılı 8.2.2000 tarihli Genelgede belirtilen esaslar çerçevesinde yükümlüden ek bilgi ve belge istenilerek, uygunluk araştırması yapılacağı belirtilmektedir.

Yapılan incelememizde 2000/13 sayılı Genelge’nin 2006 yılında 6 sayılı genelge ile yürürlükten kaldırılmış olduğu, 2006/6 sayılı genelgenin ise 2012 yılında 1 sayılı genelge yürürlükten kaldırılmış bulunduğu ve en nihayet 2012/1 sayılı genelgenin 1 nci ve 8 nci maddeleri ile Ek-3 ün yürürlükten 2012/29 sayılı genelgesiyle kaldırılmış olduğu anlaşılmıştır.

Halen iskonto ile ilgili olarak 16.02.2012 tarihli ve 2012/1 sayılı genelge (1 nci ve 8 nci maddeleri ile Ek-3 yürürlükten kalkmış) yürürlükte görülmektedir.

Yurt dışı bilgi talebi konulu bu genelge incelendiğinde artık iskonto ile ilgili özel bir genelge olmaktan çok kıymet tereddütlerinde yurt dışı sorgularının yapılma şekil ve şartlarının yer aldığı görülecektir.

Gümrükler Genel Müdürlüğü en son olarak 2012/29 sayılı genelge sonrasında 20.10.2020 tarihli kıymet araştırma çalışması konusunda talimat yazı çıkarmıştır.

Öte yandan; 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 25 nci maddesi uyarınca, Teslim ve hizmet işlemlerinde fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen ticari teamüllere uygun miktardaki iskontolar KDV matrahına dahil değildir.

Diğer taraftan; Danıştay Yedinci Dairesi K:2001/1965, E:2000/1588 sayılı Kararı ile Kıymet tespiti sırasında eşyanın gümrük vergisine esas değerine iskontonun ilave edilemeyeceği hakkında karar vermiştir.

21.03.2018 tarihine gelindiğinde İGMD tarafından Genel Müdürlüğe faturalarda iskonto bedellerinin beyanı konusunda yazı yazma gereği ortaya çıkmıştır.

Çünkü Gümrük İdarelerince yükümlü beyanlarında iskonto beyanı yapılmasına ve faturalarda gösterilmesine karşın Gümrük İdarelerinde beyan edilen iskontoların dikkate alınmayarak ceza uygulandığı iletilerek, 2001/38 sayılı genelgenin günümüz şartlarına göre güncellenmesi ya da bu konuda tasarruflu bir yazı çıkarılması talep edilmiştir.

GGM 10.04.2018 tarihinde Derneğe vermiş olduğu yazıda mevzuat çalışmalarında değerlendirilmek üzere not alındığını bildirmiştir.

2001/38 Sayılı genelgenin son maddesinde yazılı olan; yükümlü tarafından ibraz edilen belgelerde gösterilen iskontoların kabul edilebilirliği konusunda şüphe hasıl olduğunda uygulanması gereken genelgelerin ard arda yürürlükten kaldırılmış olduğu ve en son 2021/1 ve 2012/29 sayılı genelgelere göre iskontolar konusunda yurt dışı uygunluk araştırması yapılmaktadır.

2001/38 sayılı Genelge halen yürürlükte olduğundan iskontoların beyan edilmesi yükümlülerin hakkıdır.

Ancak fatura ile satıcı ve alıcı arasında yapılacak sözleşmelerin çok sağlıklı olması gerekmektedir.

Peşin ödeme ve miktar iskontoları şayet şartları taşımıyor ise ithale konu eşyanın gümrük kıymetine dahil edilmelidir.

Bu koşulları taşımayan alıcı ile satıcının kişisel ilişkilerinden kaynaklanan Özel iskontolar ile mutat olmayan miktardaki iskontoların kabul edilmeyeceğinden beyan edilmemesi gerekir.

Gelinen son noktada; iskonto ile ilgili olarak 2001 tarihinde çıkarılan 38 sayılı Genelge halen yürürlüktedir ancak günümüz şartlarına göre ne yazık ki Gümrükler Genel Müdürlüğünce güncellenmemiştir.

Genelge’nin güncellenmemiş olması uygulamada yükümlü ile Gümrük idaresi arasında beyan edilen iskontoların geçerliliği ve uygunluk araştırması konusunda ihtilafların da çıkmasına sebep olmaktadır.

Beyan Edilen İskontoların Dikkate Alınmayarak Ceza Uygulanmasının önüne geçilmesine yönelik olarak İstanbul Gümrük Müşavirleri Dernek Başkanlığının Gümrükler Genel Müdürlüğünden bulunmuş olduğu talebin yerine getirilerek, 2001 tarihinde çıkarılan 38 sayılı Genelge’nin günümüz ihtiyaçlarına uygun olarak güncellenmesinin ve ayrıca İskontoların uygunluk araştırmasının nasıl yapılacağının çıkarılacak bir Talimat yazı ile açıklanmasının uygun ve gerekli olduğu düşünülmektedir.

 

Yazar: Savaş ÖZDOĞAN

Gümrük Müşaviri

 

Kaynakça

  • 4458 Sayılı Gümrük Kanunu
  • Gümrük Yönetmeliği
  • 3065 Sayılı KDV Kanunu ve Tebliğleri
  • 2001/38 Sayılı ve 14.11.2001 Tarihli Genelge
  • 2000/13 sayılı ve 8.2.2000 tarihli Genelge
  • 02.2012 tarihli ve 2012/1 sayılı genelge
  • 2012/29 Sayılı Kıymet Genelgesi
  • 10.2020 Tarihli Kıymet Araştırma Çalışması
  • İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneğinin 21.03.2018 Tarihli Yazısı

Gümrükte ve Maliyede Yapılan Uzlaşma Uygulamalarına Bakış

Özet

Yükümlüler (Mükellefler) ile Gümrük İdaresi ve Vergi İdaresi arasında çıkan uyuşmazlıkların yargıya intikal etmeden idari aşamada çözümlenme yöntemlerinden birisi “Uzlaşma” müessesesidir.

Yükümlü/Mükellef uzlaşmayla konuyu uzun ve sonu belirsiz bir yargı sürecine sokmadan ihtilafı sonlandırmayı ve ödeyeceği tutarı azaltmayı amaçlarken; İdare, kesin olmayan alacağın yargıya intikal ettirilmeden tahsilatının hızlandırılmasını hedefler.

Aslında temel amaç, uyuşmazlığı yargıya intikal ettirmeden herkesi tatmin edecek bir orta yolun bulunmasıdır.

Bu Makalemizde Gümrük İdaresi ile Vergi İdaresindeki Uzlaşma uygulamalarına kısa bir bakış yapar iken uygulama farklılıklarına da değineceğiz.

Anahtar Kelimeler

Tarhiyat, uzlaşma, gümrük vergileri, para cezası, mükellef, yükümlü, vergi ziyaı, İkmalen, re'sen, idarece tarh.

 

 

  1. Giriş

Vatandaş açısından uzlaşmada amaç, ‘ne kadar daha az öderim’ ve ‘davalık olmama iken Gümrük ve Maliye açısındansa hem zaman kazanılıp kısa sürede vergi-ceza tutarının tahsili imkânı doğuyor, hem de dava açıldığında verginin-cezanın azalması veya silinme ihtimali ortadan kalkmış olmaktadır. Bu bağlamda Uzlaşma Müessesi son derece önem arz etmektedir.

Kanun koyucu bu amaçlarla uzlaşma müessesesini Gümrük Kanunu’nda ve Vergi Usul Kanunu’nda düzenleme gereği duymuştur.

Aşağıdaki maddelerde Gümrük Mevzuatında ve Vergi Mevzuatında yer alan Uzlaşma Müessesesine değinilecektir.

 

  1. Gümrük Kanunu’nun 242. Maddesine Göre Yapılan İtiraz

4458 Sayılı Gümrük Kanunu’nun 242’nci maddesinde İtiraz konusu yer almaktadır.

Buna göre; Yükümlüler kendilerine tebliğ edilen gümrük vergileri, cezalar ve idari kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde bir üst makama, üst makam yoksa aynı makama verecekleri bir dilekçe ile itiraz edebilir. İdareye intikal eden itirazlar otuz gün içinde karara bağlanarak ilgili kişiye tebliğ edilir. İtiraz dilekçelerinin süresi içinde yanlış makama verilmesi halinde, itiraz süresinde yapılmış sayılır ve idarece yetkili makama ulaştırılır.

İtirazın reddi kararlarına karşı işlemin yapıldığı yerdeki idari yargı mercilerine başvurulabilir

 

  1. Gümrük Kanunu’nun Uzlaşma ile İlgili 244. Maddesi

244’ncü madde 24.10.2019 tarihli 7190 Sayılı Yasa ile değişmiştir

Buna göre Gümrük idarelerince düzenlenen ek tahakkuk ve ceza kararı muhteviyatı alacaklar için yükümlü veya ceza muhatabı tarafından uzlaşma başvurusu yapılabilir. Uzlaşmanın kapsamına;

  • Beyan ile gümrük idaresi tarafından yapılan tespit sonucunda belirlenen farklılıklara ilişkin tebliğ edilen gümrük vergileri alacakları,
  • Gümrük idaresi tarafından tespit edilmesinden önce beyan sahibi tarafından bildirilen farklılıklara ilişkin tebliğ edilen gümrük vergileri alacakları,
  • Bu Kanun ve ilgili diğer kanunlar uyarınca gümrük idaresi tarafından düzenlenen idari para cezaları,

girer.

Uzlaşma talebi, henüz itiraz başvurusu yapılmamış veya itiraz edilmiş olmakla birlikte itirazı henüz sonuçlandırılmamış gümrük vergileri ve idari para cezaları için, tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde yapılır. Uzlaşma talebinde bulunulması hâlinde, itiraz veya dava açma süresi durur, uzlaşmanın vaki olmaması veya temin edilememesi hâlinde süre kaldığı yerden işlemeye başlar, ancak sürenin bitimine beş günden az kalmış olması hâlinde süre beş güne tamamlanır. Uzlaşmanın vaki olmaması veya temin edilememesi hâlinde yeniden uzlaşma talebinde bulunulamaz.

Gümrük vergileri ve cezalarına ilişkin fiilin, 5607 sayılı Kanun’da yer alan kaçakçılık suçları ile ilişkili olması hâlinde bu madde hükmü uygulanmaz.

Bu madde kapsamında yapılan uzlaşma talepleri, gümrük uzlaşma komisyonları tarafından değerlendirilir. Gümrük uzlaşma komisyonlarının kurulması, çalışması ile bu madde kapsamında yapılacak işlemlere ilişkin usul ve esaslar Yönetmelikle düzenlenir.

Gümrük uzlaşma komisyonlarının çalışmaları gizlidir. Uzlaşma tutanakları kesin olup gereği idarece derhal yerine getirilir. Vergi yükümlüsü veya ceza muhatabı, üzerinde uzlaşılan ve tutanakla tespit olunan hususlar hakkında dava açamaz ve hiçbir mercie şikâyette bulunamaz.

Uzlaşılan gümrük vergileri ve cezalar, uzlaşma tutanağının tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenir. Uzlaşılan vergilere ilişkin gümrük yükümlülüğünün başladığı tarihten uzlaşma tutanağının imzalandığı tarihe kadar geçen süre için 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre belirlenen gecikme zammı oranında gecikme faizi uygulanır. Uzlaşmanın vaki olmaması veya temin edilememesi hâlinde, genel hükümlere göre işlem yapılır.

 

  1. 27.08.2011 Tarihli Gümrük Uzlaşma Yönetmeliği

Gümrük Uzlaşma Yönetmeliği 27.08.2011 tarihli ve 28038 sayılı R.G. de yayımlanmıştır.

244’ncü maddedeki usul ve esasları düzenlemek için çıkarılmış olup 28 Madde ve 7 ekten ibarettir.

Yönetmeliğe göre;

  • Gümrük vergileri: İlgili mevzuat uyarınca eşyanın ithali veya ihracında uygulanan ve gümrük idarelerince tahsili gereken gümrük vergisi, eş etkili vergiler ve mali yüklerin tümünü,
  • Para cezaları: Kanun ve ilgili diğer kanunlar uyarınca gümrük idarelerince kesilen tüm para cezalarını,
  • Uzlaşmanın temin edilememesi: Yükümlünün uzlaşma komisyonunun davetine katılmaması, komisyona geldiği halde uzlaşma tutanağını imzalamaması veya tutanağı ihtirazi kayıtla imzalamak istemesi durumunu,
  • Uzlaşmanın vaki olmaması: Uzlaşma komisyonu teklifinin yükümlü tarafından kabul edilmediği durumu,
  • Vergi aslına bağlı olmayan para cezası: Vergi tutarının sadece idari para cezasının hesaplanmasında dikkate alındığı, bir vergi alacağının söz konusu olmadığı para cezası ile gümrüklenmiş değer üzerinden belirlenen para cezasını,
  • Vergi aslına bağlı para cezası: Para cezası tutarı belirlenirken, para cezasına dayanak bir vergi alacağının söz konusu olduğu durumdaki para cezasını,
  • Yükümlü: Kendisine gümrük vergileri ve para cezaları borcu terettüp eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüzel kişiliği temsil ve ilzama yetkili kişileri,

tanımlamaktadır.

Yönetmelik ekindeki 1’nci ekte yer alan gümrük vergileri ile 2’nci ekte yer alan para cezaları alacakları uzlaşmaya konu olabilir.

Bunlar ise aşağıda gösterilmektedir.

Gümrük Vergileri

-        Gümrük Vergisi

-        İlave Gümrük Vergisi

-        Tek ve Maktu Vergi

-        Dampinge Karşı Vergi

-        Subvansiyona Karşı Telafi Edici Vergi

-        Katma Değer Vergisi

-        Özel Tüketim Vergisi

-        Ek Mali Yükümlülük

-        Toplu Konut Fonu

-        Tütün Fonu

-        Ek Fon

-        Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu

-        Çevre Katkı Payı

-        Telafi Edici Vergi (İhracat)

-        TRT Bandrol Ücreti (Ticari olmayan eşya için)

 

 

Para Cezaları

Kanun Adı

Maddeleri

4458 sayılı Gümrük

Kanunu

234, 235, 236, 237, 238, 239, 241

2976 sayılı Dış Ticaretin Düzenlenmesine Hakkında Kanun

4

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu

51

4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu

16

 

  1. Uzlaşma Yönetmeliği’nde Yapılan 14.01.2020 Tarihli Değişiklik

Gümrük Uzlaşma Yönetmeliğinde 14.01.2020 tarihinde çok önemli değişiklikler yapılmıştır. Yapılan değişiklikler ile;

  • Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüklerinde, aynı gün görüşülecek birden fazla uzlaşma talebinin tümü için bir uzlaşma komisyonu oluşturulurken; Yönetmelik ile birlikte, aynı gün yapılacak uzlaşma görüşme sayısının yirmi veya üzerinde olması halinde, en fazla iki adet uzlaşma komisyonunun oluşturulacağı,
  • İthalat vergilerinden tam muafiyet suretiyle geçici ithal edilen kişisel kullanıma mahsus taşıtlarla ilgili olarak, aracın Türkiye’den çıkışı sırasında rejimine ilişkin hükümlerin ihlal edildiğinin tespit edilmesi halinde, çıkış gümrük idaresince düzenlenecek ceza kararı içeriği alacaklar için uzlaşma talebinde bulunulması durumunda yedinci fıkra hükmünün uygulanamayacağı ve yükümlünün uzlaşma talebinin derhal sonuçlandırılacağı,
  • Yönetmelik’in 9’uncu maddesinde yer alan tutarların 500.000 TL yerine 750.000 TL olarak değiştirildiği,
  • Uzlaşma talepleri, gümrük vergilerinin ve vergi aslına bağlı olsun ya da olmasın tüm para cezalarının yükümlüye veya ceza muhatabına tebliği tarihinden itibaren Kanunun 242’nci maddesinde belirtilen onbeş günlük itiraz süresi içinde yapılacağı,
  • Uzlaşma talebinde bulunulan alacakla ilgili olarak hesap hatası yapıldığının gümrük idaresi tarafından tespit edilmesi halinde, ilgili kararda gerekli düzeltmeler yapılarak düzeltilmiş karar gerekçesi ile birlikte yükümlüye tebliğ edileceği ve uzlaşma görüşmelerinin düzeltilmiş tutar üzerinden yapılacağı,
  • Yönetmelik’in 14’üncü maddesinin birinci fıkrası değiştirilerek, uzlaşmanın vaki olmaması, temin edilememesi veya uzlaşma talebinin reddedilmesi halinde, sürenin kaldığı yerde değil; tebliğ tarihinden itibaren işlemeye devam edeceği, ayrıca süre bitimine üç gün yerine beş günden az kalmış olması halinde sürenin beş güne tamamlanacağı,
  • Aynı maddenin ikinci fıkrasında yapılan değişiklik ile süresi içinde uzlaşma talebinde bulunan yükümlünün, uzlaşma talep ettiği alacaklar için, kendisine uzlaşma davetiyesi yazısı tebliğ edilmeden önce, uzlaşmaya yetkili komisyonların sekretarya hizmetlerini yürütmekle görevli birimine, bir dilekçe ile başvurarak uzlaşma başvurusundan feragat edebileceği,
  • 25’inci maddesi ise uzlaşmaya konu edilen alacakların, uzlaşma başvurusundan feragat edilmesi, uzlaşma talebinin reddedilmesi, uzlaşmanın vaki olmaması veya temin edilememesi halinde Kanunun 242’nci maddesi çerçevesinde itiraza konu olabileceği, itirazın henüz sonuçlandırılmamış olması kaydıyla alacağın tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde gümrük vergileri ve idari para cezaları için uzlaşma talebinde bulunulabileceği,

Hüküm altına alınmıştır.

 

  1. Uzlaşma Başvuru ve Kılavuzu

Ticaret Bakanlığınca Uzlaşma Başvuru Ekranı Kullanım Kılavuzu yayınlanmıştır.

Gümrük Uzlaşma Yönetmeliğinde belirtildiği şekilde yapılan uzlaşma başvurularının, öncelikle, ilgili mercie web üzerinden on-line olarak gönderilmesi gerekmektedir.

Başvuru, uzlaşma talebinde bulunacak firmanın vergi numarasına gümrük veri tabanında tanımlı temsilcilerce BİLGE şifresi kullanılarak yapılacaktır. BİLGE şifresi olmayanlar, şifreyi gümrük idarelerinden temin edebileceklerdir. Ancak, BİLGE şifresi kullanılarak yapılan on-line başvuruların olası yükümlü mağduriyeti ve aksaklıklara sebebiyet vermemesi için Bölge Müdürlüklerinde yükümlü başvurularının memur tarafından sisteme girilebilmesi de mümkün kılınmıştır.

Kılavuzda aşama aşama neler yapılacağı ayrıntılı olarak anlatılmaktadır.

 

  1. Gümrükler Genel Müdürlüğünün 02.11.2020 Tarihli Yazısı

Gümrük Uzlaşma Yönetmeliği Değişikliği ile ilgili olarak Gümrükler Genel Müdürlüğü 02.11.2020 tarihinde tüm Bölge Müdürlüklerine dağıtımlı bir yazı çıkarmıştır.

Yazıda; “Gümrük Uzlaşma Yönetmeliğinin 13/6 maddesinde uzlaşma talebinde bulunulan alacakla ilgili olarak hesap hatası yapıldığının gümrük idaresi tarafından tespit edilmesi halinde, ilgili kararda gerekli düzeltmeler yapılarak düzeltilmiş kararın gerekçesi ile birlikte yükümlüye tebliğ edileceği ve uzlaşma görüşmelerinin düzeltilmiş tutar üzerinden yapılacağı; görüşme sonucunda uzlaşmanın vaki olmaması veya temin edilememesi halinde yapılacak itiraz başvurusunun düzeltilmiş tutar üzerinden yapılacağı düzenlenmiştir.

Bu kapsamda anılan madde uyarınca gümrük idaresince düzenlenen ek tahakkukun/ ceza kararının hatalı düzenlendiği her durumda uzlaşma başvurusuna konu kararın düzeltilmesi gerekmektedir. Yükümlü tarafından dilekçe ile kararın hatalı düzenlendiğinin öne sürülmesi durumunda kararın hatalı olduğu gümrük idaresinin bilgisi dahilinde olacağından aynı şekilde işlem tesis edilmelidir.

25’inci maddesinde yükümlünün, kendisine tebliğ edilen alacaklar için Kanunun 242’nci maddesinde düzenlenen itiraz hakkı ile 244’üncü maddesinde düzenlenen uzlaşma hakkının aynı anda kullanılamayacağı; uzlaşmaya konu edilen alacakların, uzlaşma başvurusundan feragat edilmesi, uzlaşma talebinin reddedilmesi, uzlaşmanın vaki olmaması veya temin edilememesi halinde Kanunun 242’nci maddesi çerçevesinde itiraza konu olabileceği; itirazın henüz sonuçlandırılmamış olması kaydıyla alacağın tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde gümrük vergileri ve idari para cezaları için uzlaşma talebinde bulunulabileceği düzenlenmiştir.

Gümrük Kanunun 244/1 maddesinde yer alan uzlaşma talebinin, henüz itiraz başvurusu yapılmamış veya itiraz edilmiş olmakla birlikte itirazı henüz sonuçlandırılmamış gümrük vergileri ve idari para cezaları için, tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde yapılacağı hükmü dikkate alınarak kararın tebliğinden itibaren 15 gün geçmesi halinde uzlaşma talebinin reddedilmesi gerektiği; süresinde yapılmış bir itiraz başvurusunun olması durumu hariç olmak üzere Kanunun 242’nci maddesinde yer alan 15 günlük süre geçmiş olacağından yükümlünün itiraz hakkının da bulunmadığı dikkate alınmalıdır.

Aynı şekilde 244/1 uyarınca itiraza konu edilerek itirazı sonuçlandırılan kararlar için uzlaşma başvurusunda bulunulamaz. Bu nedenle:

  • Kararların mevzuata uygun olarak düzenlenmesinde azami dikkatin gösterilmesi,
  • Yükümlünün uzlaşmaya başvurmak istediği ancak kararın hatalı düzenlendiğini ileri sürdüğü durumlarda itiraz yerine 13/6 hükmü dikkate alınarak hatalı kararların düzeltilmesi,

İtirazın henüz sonuçlandırılmamış olması kaydıyla alacağın tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde uzlaşma talebinde bulunulması durumunda yükümlü itirazından vazgeçmiş olacağından Tahsilat Takip Programına işlenen itiraz kararlarının iptal edilmesi,

  • Uzlaşma başvurusundan feragat edilmesi, uzlaşma talebinin reddedilmesi, uzlaşmanın vaki olmaması veya temin edilememesi halinde Kanunun 244/1 maddesi uyarınca 242’nci maddede yer alan süre kaldığı yerden işlemeye başlayacağından yükümlünün itiraz etmek istemesi halinde yeni bir itiraz başvurusunda bulunması gerekmekte..” olduğu hususlarına yer verilmiştir.

 

  1. Maliyede Vergide Uzlaşma

213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 2’nci maddesinde “Gümrük idareleri tarafından alınan vergi ve resimler bu Kanuna tabi değildir. Bu vergi ve resimlerle ilgili olarak 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 242’nci maddesi hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır.

Vergi Usul Kanunu’nda düzenlenen uzlaşma müessesi ise tarhiyat öncesi ve tarhiyat sonrası olmak üzere ikiye ayrılmakta olup, detayları iki ayrı yönetmelikle düzenlenmiştir.

Tarhiyat; Verginin tarhı, vergi alacağının kanunlarda gösterilen matrah ve oranlar üzerinden hesaplanarak miktarının belirlenmesidir. Verginin tarhını vergi daireleri yapmaktadır.

İkmalen, re'sen veya idarece tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile bunlara ilişkin vergi ziyaı cezalarında uzlaşma söz konusu olabilir.

Her iki uzlaşma türü içinde genel hükümler, Vergi Usul Kanunu ve “Uzlaşma Yönetmeliği“nde düzenlenmiş olmakla birlikte, tarhiyat öncesi uzlaşmaya ilişkin detaylı açıklamalar ise 31.10.2011 tarihli 28101 sayılı resmi gazetede yayınlanan “ Tarhiyat Öncesi Uzlaşma Yönetmeliği” nde düzenlenmiştir.

Tarhiyat Öncesi Uzlaşma Yönetmeliği 03.02.1999 tarihli 23600 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmış ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda yer alan tarhiyat öncesi uzlaşmaya ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla düzenlenmiştir.

Tarhiyat öncesi uzlaşma daha vergi ve ceza mükel-

lefe tebliğ edilmeden yapılan uzlaşma başvurusu iken diğeri ise vergi ve ceza kesilip tebliğ edildikten sonraki uzlaşmadır.

Tarhiyat Öncesi Uzlaşma “vergi incelemesi devam ederken talep edilebilecek, “Tarhiyat Sonrası Uzlaşma” ise adında da anlaşılabileceği üzere İnceleme sonrası yapılan tarhiyatlar nedeni ile talep edilebilecek uzlaşma yoludur. Bu iki tür uzlaşma arasındaki temel fark da uzlaşmanın vergi inceleme raporlarının vergi dairesine intikalinden önce veya sonra yapılmasıdır.

Uzlaşma talebi vergi ihbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yapılır. Her ikisinde de mükelleften istenen vergi ve cezanın miktarı üzerinde bir nevi pazarlık yapılmaktadır.

Kaçakçılık suçları ve cezalarını düzenleyen maddeler kapsamındaki işlemler kaynaklı tarhiyatlar için uzlaşma talep edilemiyor.

Tarhiyat öncesi uzlaşmada, vergi inceleme raporları vergi dairesine gönderilmeden önce mükellefe Vergi Denetim Kurulu’nun ilgili birimlerince tebliğ edilir, uzlaşma VDK bünyesinde oluşturulan uzlaşma komisyonlarında yapılır ve uzlaşma sonrasında düzenlenen uzlaşma tutanakları vergi dairesine gönderilerek bu tutanaklara göre vergi borcu tahakkuk ettirilir.

Tarhiyat sonrası uzlaşmada ise vergi inceleme raporları önce vergi dairesine gönderilir, vergi dairesi bu raporlara göre vergi/ceza ihbarnamesi düzenler ve mükellef bu ihbarnameleri tebliğ aldıktan sonra 30 gün içinde vergi dairesine başvurarak tarhiyat sonrası uzlaşma talebinde bulunur.

Uzlaşılacak vergi ve cezanın büyüklüğüne göre uzlaşma; vergi dairesi, vergi dairesi başkanlıkları/defterdarlıklar veya Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinde oluşan uzlaşma komisyonlarında gerçekleştirilir.

Uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde uzlaşılan tutarlar üzerinden tahakkuk yapılır. Mükellefler iki uzlaşma türünden istediklerini seçebilirler. Tarhiyat öncesi uzlaşma seçilmişse, uzlaşma gününden önce dilekçe verilip tarhiyat önce uzlaşma talebi geri çekilip tarhiyat sonrası uzlaşma talep edilmesi de

mümkündür. Ancak tarhiyat öncesi uzlaşmaya girilip uzlaşma vaki olmazsa, artık tarhiyat sonrası uzlaşmaya gidilemez.

Vergi Usul Kanunu’na (VUK) göre ikmalen, re'sen veya idarece tarh edilen vergilerle bunlara ilişkin vergi ziyaı cezaları uzlaşma kapsamındadır.

Uzlaşma talebinde bulunabilmek için ; vergi ziyaına sebebiyet verilmesinin kanun hükümlerine yeterince nüfuz edememekten ya da yazılı yanılmadan kaynaklandığının veya VUK’ta yazılı vergi hataları ile bunun dışında her türlü maddi hata bulunduğunun veyahut yargı kararları ile idarenin ihtilaf konusu olayda görüş farklılığının olduğunun ileri sürülmesi durumlarının bir veya birkaçının mevcut olması gerekmektedir.

Uzlaşmanın tebliğ edilen vergilerin tamamı üzerinden yapılması şart değildir. Uzlaşma konusu verginin matrah farkları itibariyle bölünebildiği durumlarda, uzlaşma sadece toplam matrah farkının bu bölümüne isabet eden vergi kısmı için de yapılabilir.

Uzlaşmanın vaki olmaması veya temin edilememesi halinde yeniden uzlaşma talebinde bulunulamaz. Uzlaşmanın vaki olmadığına dair tutanağa İdarenin nihai teklifi yazılır. Mükellef dava açma süresinin sonuna kadar teklif edilen vergi ve cezayı kabul ettiğini yazılı olarak bildirirse bu takdirde uzlaşma sağlanmış sayılır. Mükellef, uzlaşma görüşmelerinde, bağlı olduğu meslek odasından bir temsilci ve meslek odasından bir meslek mensubu (SMMM veya YMM) bulundurabilir.

Uzlaşmanın vaki olması halinde mükellef, üzerinde uzlaşılan vergi ve cezaya (bunlardan birisi üzerinde uzlaşılmış olsa dahi her ikisine); adına sadece ceza kesilmiş bulunan, üzerinde uzlaşılan cezaya karşı dava açamaz.

Kanun koyucu 2019 yılında yaptığı değişiklikle, uzlaşılan cezalar için ikinci bir indirim imkanı tanımıştır. Buna göre, uzlaşmanın vaki olması durumunda, üzerinde uzlaşılan vergi veya vergi farkı ve vergi ziyaı cezasının %75'i, uzlaşma tutanağının tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenirse üzerinde uzlaşılan cezanın %25'i indirilmektedir.

Uzlaşmanın vaki olmaması halinde mükellef veya ceza muhatabı; tarhedilen vergiye veya kesilen cezaya, uzlaşmanın vaki olmadığına dair tutanağın kendisine tebliğinden itibaren genel hükümler dairesinde ve yetkili vergi mahkemesi nezdinde dava açabilir. Bu takdirde, dava açma süresi bitmiş veya 15 günden az kalmış ise bu süre tutanağın tebliği tarihinden itibaren 15 gün uzar. Diğer bir ifadeyle, uzlaşma dava açma süresini durdurmamakta, ancak süre dolmuşsa veya 15 günden az kalmışsa süreyi 15 güne uzatmaktadır.

 

  1. Değerlendirme ve Sonuç

Yükümlüler (Mükellefler) ile Gümrük İdaresi ve Vergi İdaresi arasında çıkan uyuşmazlıkların yargıya intikal etmeden idari aşamada çözümlenme yöntemlerinden birisi “Uzlaşma” müessesesidir.

Yükümlü/Mükellef uzlaşmayla konuyu uzun ve sonu belirsiz bir yargı sürecine sokmadan ihtilafı sonlandırmayı ve ödeyeceği tutarı azaltmayı amaçlarken; İdare, kesin olmayan alacağın yargıya intikal ettirilmeden tahsilatının hızlandırılmasını hedefler.

Aslında temel amaç, uyuşmazlığı yargıya intikal ettirmeden herkesi tatmin edecek bir orta yolun bulunmasıdır.

Uzlaşma Müessesesi uyuşmazlıkların yargıya intikal ettirilmeden çözülmesi açısından önemlidir.

Kanun koyucu bu amaçlarla uzlaşma müessesesini Gümrük Kanunu’nda ve Vergi Usul Kanunu’nda düzenleme gereği duymuştur.

213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 2’nci maddesinde ise “Gümrük idareleri tarafından alınan vergi ve resimler bu Kanuna tabi değildir. Bu vergi ve resimlerle ilgili olarak 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 242’nci maddesi hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır.Bu bağlamda Gümrük Kanunu Vergi Usul Kanununa nazaran Özel bir Kanun statüsünde bulunmaktadır.

Her iki Kanunu’nda yer alan Uzlaşma Müessesi incelendiğinde farklılıkların yanında birbirine benzer düzenlemelerin de yer aldığı anlaşılmaktadır.

Uzlaşma kapsamına giren vergi cezalar farklılık gösterir iken genel olarak Uzlaşma süreci, sonuçları ve ödeme safhalarında bazı benzer hükümlerin ve şartların yer aldığı görülmektedir.

Gümrük Uzlaşma Yönetmeliğinde 14.01.2020 tarihinde çok önemli değişiklikler yapılmıştır.

Bu değişiklikler ile yükümlüye Uzlaşma konusunda daha geniş imkanlar ve fırsatlar tanınmıştır.

  • Uzlaşma talebinde bulunulan alacakla ilgili olarak hesap hatası yapıldığının gümrük idaresi tarafından tespit edilmesi halinde, ilgili kararda gerekli düzeltmeler yapılarak düzeltilmiş karar gerekçesi ile birlikte yükümlüye tebliğ edileceği ve uzlaşma görüşmelerinin düzeltilmiş tutar üzerinden yapılacağı,
  • Yönetmelik’in 14’üncü maddesinin birinci fıkrası değiştirilerek, uzlaşmanın vaki olmaması, temin edilememesi veya uzlaşma talebinin reddedilmesi halinde, sürenin kaldığı yerde değil; tebliğ tarihinden itibaren işlemeye devam edeceği, ayrıca süre bitimine üç gün yerine beş günden az kalmış olması halinde sürenin beş güne tamamlanacağı,
  • Aynı maddenin ikinci fıkrasında yapılan değişiklik ile süresi içinde uzlaşma talebinde bulunan yükümlünün, uzlaşma talep ettiği alacaklar için, kendisine uzlaşma davetiyesi yazısı tebliğ edilmeden önce, uzlaşmaya yetkili komisyonların sekretarya hizmetlerini yürütmekle görevli birimine, bir dilekçe ile başvurarak uzlaşma başvurusundan feragat edebileceği,
  • 25’inci maddesi ise uzlaşmaya konu edilen alacakların, uzlaşma başvurusundan feragat edilmesi, uzlaşma talebinin reddedilmesi, uzlaşmanın vaki olmaması veya temin edilememesi halinde Kanunun 242’nci maddesi çerçevesinde itiraza konu olabileceği, itirazın henüz sonuçlandırılmamış olması kaydıyla alacağın tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde gümrük vergileri ve idari para cezaları için uzlaşma talebinde bulunulabileceği,

gibi yeni düzenleyici hükümler yükümlüler için dikkat çekici olmuştur.

Maliyede ise tarhiyat öncesi ve tarhiyat sonrası Uzlaşma imkanlarının iki ayrı Uzlaşma Yönetmeliği ile mükellefin istifadesine sunulmuş olduğunu görmekteyiz.

Gümrük Uzlaşmalarında ve Maliye Uzlaşmalarında Uzlaşma Komisyonları oluşturulmaktadır.

Mükellef/Yükümlüler ve Uzlaşmaya katılabilecekler Komisyon Başkan ve Üyeleri karşısında Uzlaşma görüşmesine katılmaktadırlar.

Uzlaşma görüşmeleri sonrasında ya Uzlaşma gerçekleşmekte ya da gerçekleşmemektedir.

Bu durumlarda Maliyede ve Gümrükte Uzlaşma Yönetmeliğinin ilgili maddelerine göre işlem yapılmaktadır.

Her ikisinde de mükelleften/Yükümlüden istenen vergi ve cezanın miktarı üzerinde bir nevi pazarlık yapılmaktadır.

Ancak burada Gümrükte yapılan Uzlaşma görüşmesinin Maliyede yapılan Uzlaşma görüşmesinden bir farkı ortaya çıkmaktadır.

Maliyede yapılan Uzlaşma görüşmelerinde Vergi miktarı üzerinde pazarlık ile indirim yapma imkanı olabilir iken Gümrükte yapılan uzlaşma görüşmelerinde Ek Tahakkuk miktarları üzerinde pazarlık ile indirim yapma imkanı bulunmamaktadır.

Gümrük İdaresi Ek Tahakkukun Yükümlü tarafından ödenmesini istemektedir. Sadece kesilen para cezası üzerinden uzlaşma pazarlığı yapmaktadır.

Uzlaşma Yönetmelikleri Uzlaşma Komisyonlarına vergi ve cezalarda uzlaşılacak tutar konusunda takdir yetkisi vermekte ve tanımaktadır.

Bu anlamda Komisyonlar isterler ise uzlaşma konusu vergive cezaları sıfırlayabilirler. Ancak uygulama farklıdır. Komisyon Başkan ve üyeleri bir yandan mükellef/yükümlü uzlaşma taleplerini karşılamaya çalışır iken bir yandan da hazineye girecek paranın hesabını yapma durumundadırlar.

Bu nedenle uygulamada yazılı olmayan pazarlık oranları devreye girmektedir. Bu uygulama yazılı bir hukuki metin ile değildir.

Maliyede bu oran değişik iken Gümrükte de değişmektedir.

Gümrükte Uzlaşma müessesesinin ilk uygulamalarında verginin de indirilmesinin yapıldığını hatırlamaktayız. Ancak bugünlerde sadece para cezaları konusunda indirim yapılmaktadır. Bunda ise genelde %40 ödeme %60 indirim oranının uygulanmaya çalışıldığı görülmektedir.

Kaldı ki Gümrük Uzlaşma Yönetmeliğinde Ek Tahakkukun tahsil edileceğine ilişkin bir hüküm yer almamaktadır.

Maliyede ise bazen vergi aslında indirim yapılır/ yapılmaz iken vergi cezalarının % 80’nin silinmesi ve %20’si oranında vb. Oranlarda uzlaşma sağlanması uygulamaları görülmektedir.

Görüldüğü gibi Uzlaşma görüşmeleri her iki kurumda da yazılı olmayan oranlar dikkate alındığında formaliteye dönüşmüş gibidir.

Uzlaşmaya görüşmelerinde yükümlünün /mükellefin kendi koşulları içinde ilgili dosyanın ayrıca değerlendirilmesi uygun olacaktır.

Gümrük Uzlaşmalarında indirim oranlarındaki katı standart uygulamaların Uzlaşma Müessesesinin a-

macına ve ruhuna aykırı olduğunu düşünmekteyiz.

Öte yandan en son çıkarılan 7256 Sayılı Yapılandırma Kanunu’nda Uzlaşma müessesesi kendinden beklenen avantajı elde edememiştir.

Kesinleşmiş alacakların Yapılandırma Kanunu kapsamına alınmış olması nedeniyle Uzlaşmadan yeterince istifade imkanı yaratılmamıştır.

Öte yandan ilgili Gümrük ve Maliye Makamlarınca yazıya dökmeden hazine alacağından vazgeçiliyormuşcasına Uzlaşma Komisyon ve üyelerinin kendilerini baskı altında hissetmeden karar verebilmelerinin sağlanması; uzlaşmada yükümlü/mükellef ile idare arasında gerçek anlamda uzlaşma yapılmasının önünü açabilecektir.

Serbest Bölgelerin Mükelleflere Sunduğu İmkanlar

Serbest Bölgelerin Mükelleflere Sunduğu İmkanlar

 

15.06.1985 tarih ve 18785 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu’nun 1.Maddesinde “Bu Kanun; ihracata yönelik yatırım ve üretimi teşvik etmek, doğrudan yabancı yatırımları ve teknoloji girişini hızlandırmak, işletmeleri ihracata yönlendirmek ve uluslararası ticareti geliştirmek amacıyla serbest bölgelerin kurulması, yer ve sınırlarıyla faaliyet konularının belirlenmesi, yönetimi, işletilmesi, bölgelerdeki yapı ve tesislerin teşkili ile ilgili hususları kapsar.”

04.11.1999 tarih ve 23866 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 152. Maddesinde “Serbest bölgeler, Türkiye Gümrük Bölgesinin parçaları olmakla beraber; serbest dolaşımda olmayan eşyanın herhangi bir gümrük rejimine tabi tutulmaksızın ve serbest dolaşıma sokulmaksızın, gümrük mevzuatında öngörülen haller dışında kullanılmamak ya da tüketilmemek kaydıyla konulduğu, ithalat vergileri ile ticaret politikası önlemlerinin uygulanması bakımından, Türkiye Gümrük Bölgesi dışında olduğu kabul edilen; Serbest dolaşımdaki eşyanın, bir serbest bölgeye konulması nedeniyle normal olarak eşyanın ihracına bağlı olanaklardan yararlandığı yerlerdir.” Hükümleri yer almaktadır.

Kanun metninin dışında tanım yapmak gerekirse serbest bölgeler; ticari, mali ve ekonomik alanlarda geçerli olan hukuki ve idari düzenlemelerin uygulanmadığı veya kısmen uygulandığı, sınai ve ticari faaliyetler için ülkenin diğer bölgelerine oranla daha geniş teşviklerin yer aldığı, ihracatı artırma amacı taşıyan ve ülkenin gümrük bölgesinin dışında sayılan bölgelerdir. Serbest bölgelerin ülkeler özelinde farklı uygulamaları bulunmaktadır. Serbest bölge, serbest liman, serbest ekonomik bölge, gümrüksüz bölge, dış ticaret bölgesi, serbest üretim bölgesi.

Ülkemizde 3218 sayılı “Serbest Bölgeler Kanunu” yürürlüğe girdikten sonra ilk olarak Mersin ve Antalya serbest bölgeleri 1985 yılında faaliyete başlamıştır. Türkiye’de 2021 itibariyle 18 adet serbest bölge bulunmaktadır. 18 adet serbest bölge de 2.734 adet firma faaliyet göstermekte ve 70.808 kişi istihdam  (veriler 31.12.2017 itibariyle) edilmektedir. Serbest bölgeler de yer alan firmalar 21 milyar dolarlık bir ticaret hacmi yaratmakta ve 8 milyar dolar ihracat gerçekleşmektedirler.

Bölgelerin kurulacağı yerlere, sınırlarına, yerli veya yabancı gerçek tüzel kişilerce kurulmasına, işletilmesine Cumhurbaşkanı tarafından karar verilir. Yerli-yabancı gerçek veya tüzel kişiler Ticaret Bakanlığı'ndan ruhsat almak kaydıyla serbest bölgede faaliyette bulunabilirler. Serbest bölgelerde, Yüksek Planlama Kurulu tarafından uygun görülen her türlü sınai, ticari ve hizmetle ilgili faaliyetler yapılabilir. Serbest bölgelerde yapılabilecek başlıca faaliyetler ise şunlardan oluşmaktadır: Üretim, alım-satım, depo işletmeciliği, işyeri kiralama, montaj-demontaj, bakım-onarım, bankacılık, sigortacılık, kıyı bankacılığı, finansal kiralama ve diğer konular.

Dış ticaret hacminin artırılması ve iktisadi katma değerin yaratılması amacıyla serbest bölgelerde faaliyette bulunan/bulunacak gerçek veya tüzel kişilere sağlanan başlıca imkanlar aşağıda sayılmıştır.

  • Vergisel avantajlar;

İmalat şirketleri için kurumlar vergisi istisnası,

Katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi istisnası,

Gümrük vergisi istisnası,

Düzenlenecek evraklar için damga vergisi istisnası,

Emlak vergisi istisnası,

Serbest bölgelerden yurt dışına verilecek belirli lojistik hizmetlerde gelir ve kurumlar vergisi istisnası,

Çalışanlar için gelir stopaj vergisi istisnası (serbest bölgelerde ürettiği ürünlerin FOB bedelinin en az %85’ini ihraç eden şirketler için),

Mülk alım-satımında tapu harcı istisnası,

Her türlü vergiden muaf hazır altyapı.

  • Diğer avantajlar,

Serbest bölge faaliyetlerinden elde edilen gelirler hiç bir izne tabi olmaksızın yurt dışına veya Türkiye'ye serbestçe transfer edilmesi.

AB ve Gümrük Birliği’nin gerektirdiği serbest dolaşım belgelerinin kolay temin edilmesi.

Ürünlerin süre sınırlaması olmaksızın serbest bölgelerde kalması.

İkinci el/kullanılmış makine ithalatı.

Yerli ve yabancı tüm pazarlara erişim ve pazar ihtiyaçlarına göre serbestçe belirlenecek ticari faaliyet imkanı.

AB ve orta doğu pazarlarının yakınında Akdeniz, Ege ve Karadeniz’deki büyük limanlara, uluslararası havaalanlarına, karayolu ağlarına, kültür, turizm ve eğlence merkezlerine yakın yerler faaliyette bulunma. Serbest bölgeler özellikle ihracata dönük üretim yapan firmalara, ara malı ve hammadde temininde kolay tedarik imkânları sunmaktadır.

Serbest bölgelerde faaliyette bulunan yada bulunacaklara tanınan başlıca imkanlar yukarıda sayılmıştır. Bölge de faaliyette bulunacak gerçek veya tüzel kişi mükellefler icra edecekleri faaliyetin belirlenmesinin ardından yararlanabilecekleri detaylı teşviklere erişebilirler.

Kaynak:

193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu

5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu

3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu

4760 Sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu

3218 Sayılı Serbest Bölgeler Kanunu

4458 Sayılı Gümrük Kanunu

www.ticaret.gov.tr

www.hmb.gov.t

Bandrol Uygulamasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte yapılan değişiklikler

14 Ocak 2021 Tarihli ve 31364 Sayılı Resmi Gazetede "Bandrol Uygulamasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik" te bazı değişiklikler yapıldı.
Buna göre; Ülke içinde piyasaya sunulmak üzere ithal edilen yayın ve nüshalara, gümrük işlemlerinin bitirilmesini takiben otuz gün içerisinde bandrol yapıştırılma zorunluluğu getirildi.
Bilgisayar oyunları da sinema eserlerine ilişkin bandrol işlemlerine tâbi olacak.
Yurtdışından ithal edilen süreli olmayan yayınlar ile baskı adedi yüzden fazla olmamak koşuluyla kullanıcı talebine özel olarak çoğaltılan nüshalar için toplu olarak bandrol alınabilecek.
Bandrol verilebilmesi için başvuru sırasında hak sahiplerince ibrazı gereken belge ve bilgileri belirten 2 nolu EK kaldırıldı. Bandrol başvurusunda bulunabilmek için hak sahibi olunduğuna ve talep edilen bandrollerin ilgili eserde kullanılacağına dair beyanı içerir bandrol talep formu ve taahhütnamesine ek olarak aşağıda yer alan belgelerin ibraz edilmesi gerekmekte;
a) Sinema eseri nüshaları için; banka dekontu ve kayıt tescil belgesi beyanı ile yurtiçinde çoğaltılan nüshalar için çoğaltımı yapan yer yazısı, yurtdışında çoğaltılan nüshalar için gümrük giriş belgeleri ve fatura.
b) Müzik eseri nüshaları için; banka dekontu, kayıt tescil belgesi beyanı, müzik eseri sahipliği alanında faaliyet gösteren meslek birliği onayı ile yurtiçinde çoğaltılan nüshalar için çoğaltımı yapan yer yazısı, yurtdışında çoğaltılan nüshalar için gümrük giriş belgeleri ve fatura.
c) Süreli olmayan yayınlar için; mali hakların devrine ya da kullanma yetkilerine ilişkin sözleşme/izin belgeleri, banka dekontu ve sertifika numarası beyanı ile birlikte yurtiçinde çoğaltılan nüshalar için çoğaltımı yapan yer yazısı, yurtdışında çoğaltılan nüshalar için gümrük giriş belgeleri. ç) İsteğe bağlı bandrol için; (c) bendinde belirtilen belgelere ilaveten kayıt tescil belgesinin tarih ve numarasını içerir beyan.

 

İhracat Beyannamelerinde Düzeltme ve İptallerle İlgili Bilinmesi Gerekenler

Düzeltilecek ihracat beyannameleri için Gümrük İdarelerinde yapılan uygulamalar çok uzun ve masraflı olduğundan ötürü açılan beyannamenin iptal edilmesi ve yerine yeni beyanname açılması yoluna gidilmektedir. Konuyu bir örnek ile açıklayacak olursak Halkalı Gümrük idaresinden açılan ve işlemleri tamamlanan bir karayolu ihracat beyannamesinin kap adedi ve/veya brüt kilogramında bir değişiklik ya da hata olması durumunda yapılacak düzeltme için gümrük idaresine bir dilekçe ile başvuru yapılmasına müteakiben ilgili gümrük idaresi düzeltmenin yapılması için bir muayene memuru belirlemektedir. Akabinde düzeltmenin yapılabilmesi için muayene memuru malların doğru kap veya brüt kilosunun tespiti için muhtelif eşyaların gümrüklü sahada bulunan bir antrepoya alınmasını ve ürünlerin tartılmasını ve/veya sayılabilecek duruma getirilebilmesini istemektedir. Bu durum ihracata konu eşyalar için hem indirme, bindirme (forktif ve/veya hammaliye) hemde işgaliye oluşmasından ötürü ardiye v.b. masrafların oluşmasına sebebiyet vermektedir. İlgili durumun denizyolu işlemlerinde oluşması durumunda mükelleflerin mağduriyetleri daha da artmaktadır. Oluşan bu ve benzeri durumlar ihracatçı firmalar için maddi kayıplarla birlikte (ardiye, araç bekleme bedeli, v.b.) alıcı firmalara verilen zaman taahhütlerinin de yerine getirilememesinden ötürü müşteri kayıplarına da sebebiyet vermektedir.

Yukarıdaki nedenlerden ötürü  ihracatçı  firmalar ve gümrük müşavirleri düzeltilecek beyanameyi iptal ederek yerine yeni beyanname açılması  yolunu tercih  etmektedirler.

 

İptal edilecek beyanamelerin yerine yeni beyanname açılması durumunda Gümrük Beyannamesinin iptali konulu 2013/8 sayılı genelge kapsamında işlem yapılması gerekmektedir. İlgili genelgenin 6. maddesinde iptal edilecek beyanamenin yerine açılacak beyannamenin 44. hanesine iptal edilen beyananmenin sayı ve tarihinin belirtilmesi hükmü bulunmaktadır. Ancak uygulamada bu işlemde çok zaman aldığından  ilgili  genelgeye uygun işlem de yapılmamaktadır.

 

Yukarıdaki durumlar bazı gümrük idareleri tarafından tespit edilmiş ve yeni bir uygulama başlatılarak durum Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüklerine aktarılmıştır. Gümrük  ve  Ticaret Bölge Müdürlükleri Gümrük Müşavirlerine yapılan iptal işlemleri için cezai uygulamalar uygulanması ve savunmalarının alınması işlemlerini uygulamaya koymuştur. Savunmaları istenen Gümrük Müşavirlerine gelen savunmalarının istenmesi ile ilgili dilekçelerde gümrük idarelerine fazladan işlem yaptırılması ve yoğunluklarının gereksiz yere çoğaltılması durumlarının oluştuğu bildirilmiştir. Halbuki uygulamada gümrük idareleri için ilgili düzeltme işlemi, iptal işleminde oluşacak yoğunluğun çok  daha üzerinde bir  yoğunluk oluşturmaktadır.

 

İptal işlemlerinde usulsüzlük cezasının yanında ihracatın gerçekleşmemesinden ötürü damga vergisi de oluşmaktadır. Bu durumda iptal edilen tüm beyannameler ıçın damga vergilerinin  de yatırılmasını  gerektirmektedir.

Ancak bazı gümrük idareleri iptal ettikleri beyannameler için gümrük siteminde damga vergisi oluşmadığından ötürü ilgili verginin tahsilini yapmak istememektedirler. Damga vergisinin vergi dairelerine yatırılmasını belirtmektedirler.

 

Böyle durumlarla karşılaşıldığında ilgili idareye konuyu belirtir bir dilekçe ile başvurulduğunda güm­ rük saymanlığına damga vergileri yatırılabilmekte­ dir. Aksi halde vergi daireleri damga vergisi tahsi­ latını cezalı olarak tahsil etmekte bu durumda mükellefler  için ek  bir  mali yük oluşturmaktadır.

 

Yatırılan damga vergilerinin makbuzlarının sağlıklı bir şekilde korunması gerekmektedir. Bu konuda sıklıkla, yatırılmasına rağmen damga vergilerinin yatırılmadığı ile ilgili vergi dairelerinden cezalı damga vergisi dekontları mükelleflere gönderilmektedir.

Yukarıda belirttiğim konulara  özen gösterilmesinin mükellefler ve gümrük müşavirleri açısından önemli bir katkı sağlayacağı görüşündeyim